12.01.2024

2024 YILI CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI MÜNASEBETİYLE DÜZENLENECEK YARIŞMALARLA İLGİLİ ŞARTNAME

2024 YILI CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI MÜNASEBETİYLE DÜZENLENECEK YARIŞMALARLA
İLGİLİ ŞARTNAME

T.C. CUMHURBAŞKANLIĞI
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığı
Ek-1
Ek
2024 YILI CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI MÜNASEBETİYLE DÜZENLENECEK YARIŞMALARLA
İLGİLİ ŞARTNAME
Başkanlığımızca; Camiler ve Din Görevlileri Haftası kutlama etkinlikleri çerçevesinde merkez ve taşra teşkilatında vaiz
ve üstü unvanlarda görev yapanlar hariç erkek ve kadın personel arasında Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma
Yarışmaları düzenlenmektedir.
1. AMAÇ
Başkanlığımız personelinin mesleki ve kişisel yönden kendilerini geliştirmelerini, planlı çalışma alışkanlığı
kazanmalarını, hizmet aşkı ve heyecanını kaybetmeden görevlerini cesaretle icra etmelerini, hizmet süresince
kendilerine güven duymalarını, hafızlıklarını pekiştirmelerini ve Kur’an’ı Güzel Okuma ve anlama becerilerini
geliştirmelerini sağlamaktır. Ayrıca ülkemizde Başkanlığımız Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu tarafından,
yurtdışında ise diğer ülkelerce düzenlenen uluslararası Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmalarına
Türkiye’yi temsilen katılacak yarışmacıların; ulusal düzeyde yapılan yarışmalarda tecrübe edinerek uluslararası
yarışmalarda daha iyi dereceler elde etmeleri hedeflenmektedir.
2. YARIŞMAYA KATILIM ŞARTLARI
Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmalarına Başkanlığımız merkez ve taşra teşkilatında vaiz ve üstü
unvanlarda görev yapanlar hariç kadrolu, sözleşmeli ve vekil erkek ve kadın personel katılabilecektir.
3. MÜRACAAT
Şartları taşıyan personelimiz, 05 Şubat - 08 Mart 2024 tarihleri arasında bağlı bulundukları birimlere müracaat
edeceklerdir. Merkez teşkilatından müracaat edeceklerin müracaatları Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu
Başkanlığınca, İhtisas ve kıraat bölümü kursiyerlerinin müracaatları ilgili ihtisas merkezi müdürlüğünce alınacaktır.
İhtisas merkezlerindeki kısa süreli kursiyerlerin müracaatları ise ihtisas merkezi müdürlüğünce kabul edilecek ve
müracaat dilekçeleri kursiyerin bağlı bulunduğu müftülüğe gönderilecektir.
Katılma şartlarını taşıyan personel, bu şartnamede belirtilen kategorilerden sadece birisine müracaat edebilecektir.
Geçmiş yıllarda yapılan Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Türkiye Finallerinde birinci, ikinci ve
üçüncü olan personelin müracaatları aynı yarışma dalı için kabul edilmeyecektir.
Bu şartnamede belirtilen şartları taşımadığı sonradan anlaşılan personelin başvurusu iptal edilecektir.
4. UYGULAMA
a) Hafızlık yarışmasında değerlendirme; ilgili kurullarca hıfzı kontrol, eda-seda, tecvit ve ek-9’daki anlam bilgisi
üzerinden yapılacaktır.
b) Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma yarışmasında değerlendirme; ilgili kurullarca güzel okuma (eda), tecvit, terennüm
(makam), meal ve kelime anlamı üzerinden yapılacaktır. Seçici kurul; yarışmacının okuyacağı aşırları ek-7’deki
tabloda yer alan aşırlar arasından kura ile belirleyecek ve yarışmacıya okuduğu aşırdan bir ayet meali ile ek-8’de ki
listeden 5 kelime veya terkibin anlamı sorulacaktır.
c) Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmalarına; Başkanlık merkez, merkez ilçe, ilçe ve dini yüksek
ihtisas/dini ihtisas merkezi bazında başlanacak ve yarışmaya katılım şartlarına sahip istekli bütün personelin katılımı
sağlanacaktır. Başkanlık merkez, merkez ilçe, ilçe ve dini yüksek ihtisas/dini ihtisas merkezi birincileri belirlendikten
sonra bunlar arasında il merkezinde yapılacak yarışma sonucunda bölge yarışmasında ili temsil edecek olan il
birincisi tespit edilecektir. İl birincilerinin katılacağı bölge finallerinde ise Türkiye final yarışmasında bölgeyi temsil
edecek bölge birincisi belirlenecektir.
1d) İlçe, il, bölge ve final yarışmaları, daha çok katılımın sağlanması amacıyla cami içinde veya cami dışında uygun
Ek-1
Ek
salonlarda yapılacaktır. Yarışma yeri, tarihi ve saati vatandaşlarımıza duyurularak cami cemaatinin yanında Kur’an
kursu, imam-hatip ortaokulu ve lisesi ile ilahiyat/İslami ilimler fakültesi öğrencilerinin de katılımları sağlanacaktır.
e) Yarışmalar için mümkün mertebe halkın katılımının yoğun olduğu mekanlar ve saatler tercih edilecektir.
5. SEÇİCİ KURULLAR
5.1- Başkanlık Merkez, Merkez İlçe, İlçe, Dini Yüksek İhtisas/Dini İhtisas Merkezi, İl ve Bölge Seçici Kurulları
a) Başkanlık Merkez, Merkez İlçe, İlçe ve Dini Yüksek İhtisas/Dini İhtisas Merkezi Seçici Kurulları: Başkanlık
Merkezinde Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulunun belirleyeceği komisyonun, Merkez ilçe ve ilçelerde il veya ilçe
müftüsünün; dini yüksek ihtisas/dini ihtisas merkezlerinde müdürün başkanlığında; bir müftü yardımcısı, bir ilçe
müftüsü, ilahiyat fakültesinden bir öğretim üyesi/görevlisi, dini yüksek ihtisas/ dini ihtisas merkezinden bir eğitim
görevlisi, bir şube müdürü, imam hatip lisesi meslek dersi öğretmenlerinden bir kişi, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi
öğretmenlerinden bir kişi, baş vaiz/uzman vaiz/vaizlerden bir kişi, aşere – takrip icazeti almış bir kurra hafız yoksa
hafız ve rehber öğreticilerden bir kişi olmak üzere en az beş kişiden oluşur.
Kadın yarışmacıların komisyonlarında komisyon üyelerinin en az iki tanesi kadınlardan oluşturulacaktır.
b) İl Seçici Kurulları: İl genelindeki seçmelerin yapılmasında il seçici kurulu; il müftüsünün başkanlığında, bir müftü
yardımcısı, bir ilçe müftüsü, ilahiyat fakültesinden bir öğretim üyesi/görevlisi, dini yüksek ihtisas/dini ihtisas
merkezinden bir eğitim görevlisi, imam hatip lisesinden bir meslek dersi öğretmeni, baş vaiz/uzman vaiz veya
vaizlerden bir kişi, aşere – takrip icazeti almış bir kurra hafız yoksa hafız ve bir rehber öğreticiden olmak üzere en az
beş kişiden oluşur.
Kadın yarışmacıların komisyonlarında komisyon üyelerinin en az iki tanesi kadınlardan oluşturulacaktır.
c) Bölge Seçici Kurulları: Bölge seçici komisyon başkanı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulunca, komisyonun
diğer üyeleri ise yarışmanın yapılacağı il müftülüğü tarafından belirlenecek olup il müftüsü veya il müftü yardımcısı, bir
ilçe müftüsü, ilahiyat fakültesi öğretim üyelerinden/görevlilerinden bir kişi, dini yüksek ihtisas/dini ihtisas merkezinden
bir eğitim görevlisi, imam hatip lisesinden bir meslek dersi öğretmeni ve aşere - takrip icazeti almış bir kurra hafız
yoksa hafız olmak üzere en az beş kişiden oluşur.
Kadın yarışmacıların komisyonunda komisyon üyelerinin en az iki tanesi kadınlardan oluşturulacaktır.
5.2- Yüksek Seçici Kurul: Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığınca belirlenir.
5.3- Seçici Kurullar ile İlgili Diğer Hususlar:
a) Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmaları seçici kurullarında kurra hafız veya hafız olanlar tercih
edilecek, bulunmaması halinde diğer kişilerden oluşturulacaktır.
b) Her yarışma için ayrı bir seçici kurul oluşturulacaktır. Yeterli sayıda görevli bulunmaması halinde, bir görevliye
birden fazla seçici kurulda görev verilebilecektir. Zaruret halinde Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma ve Hafızlık yarışmasını
aynı seçici kurul da yapabilecektir.
6. DEĞERLENDİRME ESASLARI
6.1- Hafızlık Yarışmasında Seçici Kurullar Şu Hususlara Dikkat Eder:
a) GENEL İLKELER
1) Yarışma sırası ve hazırlanan soru zarfları kura ile belirlenecektir.
2) Her adaya hafızlıktan üç, anlam bilgisinden bir soru sorulacaktır.
3) Yarışmacıya her soru için beşer dakikalık süre tanınacaktır.
2b) SORULAR
Ek-1
Ek
1) Birinci soru sayfa başından olacaktır. (1-30 cüzlerden)
2) 2. ve 3. soru sayfa geçişli olacaktır. (1-30. cüzlerden)
3) Anlam bilgisi Ek-9’da belirtilen Hucurat Suresinden sorulacaktır.
c) OKUYUŞ TARZI
1) Yarışmacı okuyuşlarda hadr veya tedvir usullerinden birini seçebilecektir.
d) NOT BAREMİ
1) Hıfzda her soru 20 puan, (3 * 20 puan= 60 puan)
2) Tecvid ve meharic-i huruf 30 puan,
3) Eda-seda 5 puandır.
4) Anlam bilgisi 5 puandır.
e) DEĞERLENDİRME
1) Yarışmacı takılırsa geriden almasına iki defa imkân verilecektir. Birinci uyarıda okuyabilirse bir (1) puan, ikinci
uyarıda okuyabilirse bir (1) puan daha düşülecektir. Yarışmacı takılır ve kurul tarafından hatırlatma (fetih) yapılınca
devam edebilirse üç (3) puan daha düşülecektir.
2) Yarışmacıya 3 hatırlatma (fetih) yapılırsa soru iptal edilir. O sorudan puan alamaz.
3) Yarışmacı hezreme şeklinde (aşırı süratli) veya her bir soru için tanınan beşer dakikalık süreyi aşarak çok ağır
okursa toplamda 5 puan düşülecektir.
4) Yarışmacı yanlış okuduğunu fark edip (uyarı yapılmadan) kendisi hemen düzeltme yaparsa çeyrek (0,25) puan
düşülecektir.
5) Her tecvit ve meharic-i huruf, sıfatı huruf, vakıf ve ibtida hatasından yarım (0,5) puan düşülecektir.
6) Anlam bilgisi sorularında her kelime bir puandır.
7) Puanlamada eda-sada yönünden değerlendirme, Seçici Kurul Üyelerinin takdirine bırakılmıştır.
6.2- Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmasında Seçici Kurullar Şu Hususlara Dikkat Eder:
a) GENEL İLKELER
1) Sorular eşit uzunlukta ve her bir yarışmacı için farklı ayetlerden olmak üzere meal ve kelime anlamı sorularıyla
birlikte önceden Kurul tarafından hazırlanıp şartname ile birlikte illere gönderilecektir.
2) Yarışma sırası ve hazırlanan soru zarfları kura ile belirlenecektir.
3) Yarışmacıların yarışma okuyuşu 10 dakikayı geçmeyecektir.
4) Ayet tekrarı yapılmayacaktır.
5) Yarışmacının hatalarından dolayı okuma esnasında müdahale edilmeyecektir.
b) OKUYUŞ TARZI
1) Tahkik usulünde okunacaktır.
c) NOT BAREMİ
1) Tecvit, meharic-i huruf ve sıfat-ı huruf 50 puandır.
2) Eda-sada, makam ve terennüm 40 puandır.
3) Meal sorusu 5 puandır.
4) Kelime anlam bilgisi 5 puandır.
d) DEĞERLENDİRME
1) Her tecvit kuralı ihlalinde bir (1) puan düşülecektir.
2) Her meharic-i huruf ve sıfatı huruf ihlalinde bir (1) puan düşülecektir.
3) Her vakıf, vasl ve ibtida hatasında bir (1) puan düşülecektir.
4) Manayı bozacak şekilde kelimeyi veya harekeyi yanlış okuma ile oluşan galattan iki (2) puan düşülecektir.
35) Her eksik/zayıf tecvit, mahreç ve sıfat uygulamasından dolayı yarım (0,5) puan düşülecektir.
Ek-1
Ek
6) Aday hadr veya tedvir usulünde okursa beş puan (5) düşülecektir.
7) Anlam bilgisi sorularında her kelime bir (1) puandır.
8) Eda-sada-makam ve terennüm yönünden değerlendirme Seçici Kurul üyelerinin takdirine bırakılmıştır.
6.3- Değerlendirme İle ilgili Diğer Hususlar
Yarışmacıların puanı, yarışma Seçici Kurul Üyeleri tarafından verilen puanların aritmetik ortalamasıdır. Eşitlik olması
halinde sırasıyla not baremindeki değerlendirmeye esas olan hususlardaki puanlara bakılarak komisyonca takdir
kullanılır.
7. YARIŞMA EKLERİ
Yarışma takvimleri, bölge merkezleri ile bu bölgelere dâhil iller ek-1, ek-2, ek-3 ve ek-4’te, duyuru metinleri ek-5 ve ek-
6’da, Kur’an’ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmasında okunacak Aşr-ı Şerifler ek-7’de, Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma
kelime bilgisi listesi ek-8’de, Hafızlık Kelime bilgisi listesi ek-9’da belirtilmiştir.
8. ÖDÜLLER
Yarışmalarda başarılı olan personele il ve ilçe müftülüklerince teşvik ödülleri verilebilir.
8.1- İl Düzeyindeki Yarışmalar
Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmalarında dereceye girenlerden:
Birinciye Çeyrek altın
İkinciye 1 gram altın
Üçüncüye 0,5 (yarım gram) gram altın il müftülüklerince verilir.
Ayrıca il düzeyinde yarışmaya katılıp dereceye giremeyen yarışmacılara il müftülüklerince takdir edilecek
hediyeler verilir.
8.2- Bölge Yarışmaları
Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmalarında dereceye girenlerden:
Birinciye 1 tam altın
İkinciye 1 yarım altın
Üçüncüye 1 çeyrek altın Diyanet İşleri Başkanlığınca verilir.
Ayrıca bölge bazında yarışmaya katılıp dereceye giremeyenlere Diyanet İşleri Başkanlığınca 1 gram altın verilir.
8.3- Türkiye Finalleri
Hafızlık Final Yarışmasında dereceye girenlerden
Birinciye 10 tam altın
İkinciye 8 tam altın
Üçüncüye 6 tam altın
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmasında dereceye girenlerden
Birinciye 8 tam altın
İkinciye 6 tam altın
Üçüncüye 4 tam altın Diyanet İşleri Başkanlığınca verilir.
Ayrıca Türkiye Finallerine katılıp dereceye giremeyenlere Diyanet İşleri Başkanlığınca 1 yarım altın verilir.
49. DİĞER ŞARTLAR
Ek-1
Ek
1) İlgili kurullarca yapılan değerlendirme sonuçları ve kararları bir tutanakla tespit edilerek özel dosyasında saklanır.
2) İl, bölge ve Türkiye Final yarışmalarının yapılacağı il müftülükleri, yarışmalarla ilgili koordineyi sağlayacak, ayrıca
yarışmacıların iaşe ve ibatelerini de karşılayacaktır.
3) İl dışından yarışmalara katılacak yarışmacı ve jürinin görevlendirmeleri, bağlı bulundukları birimlerce yapılacaktır.
4) İlçe yarışmalarının sonuçları, yarışmaları takip eden hafta içinde il müftülüğüne, İl yarışmalarının sonuçları,
yarışmaları takip eden hafta içinde bölge final yarışma merkezine ve Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu
Başkanlığına , bölge yarışmalarının sonuçları ise aynı süre içerisinde Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu
Başkanlığına bildirilecektir.
5) Yarışma sonuçları, tutanakların Seçici Kurulda görevli bütün üyelerce imzalanmasından sonra ilan edilecektir.
Dereceye giren personele mahallince hazırlanan ödüller protokol sırasına göre yetkililerce verilecektir.
6) İlden bölge merkezlerine yarışmacı olarak gidecek personele ve bölge birincisi olarak Türkiye finallerine katılacak
personele görevlendirme onayı, görev yaptığı il müftülüğünce alınacak ve mahalli saymanlıkça yol hariç bir gün
süreyle yolluk ve yevmiyeleri ödenecektir.
7) Türkiye finalleri, finalin yapılacağı ilin müftülüğü tarafından kayda alınacak ve Başkanlığa gönderilecektir.
8) Yarışmalara katılan personel, bu şartname hükümlerini ve seçici kurul kararlarını kabul etmiş sayılacaktır.
Şartnamede belirtilmeyen hususlarda veya tereddüt halinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kararları geçerlidir.
9) Seçici kurullarda başkan ve üye olarak görevlendirilen ve kurumlarınca yolluk ve yevmiye ödenemeyenlere il, ilçe
ve bölge kurulları için azami net 500 (beş yüz) TL; Yüksek Seçici Kurulda ise azami net 1000 (bin) TL ile iaşe, ibate ve
yol masrafları yarışmanın yapıldığı ilin Türkiye Diyanet Vakfı şubelerince karşılanır.
10) Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmaları Bölge ve Türkiye Finallerinde verilecek olan altın ödülleri,
Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezince karşılanacaktır.
11) Bölge ve Türkiye Finallerine katılan yarışmacıların ödülleri Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezince yarışmanın
yapılacağı il şubelerine önceden gönderilecek, ilgili müftülükçe de ödüller temin edilerek yarışma günü takdim
edilecektir.
12) Yarışmaların online yapılması durumunda yarışmaya katılacak temsilci, bulunduğu ilçe veya il müftülüğünden
yarışmaya katılacak olup gerekli teknik altyapı il veya ilçe müftülüğü tarafından hazırlanacaktır.
13) Bölge finallerinde yarışacak illerin sayısı dört ve dördün altına düştüğü durumlarda, o bölgede yarışacak iller
Başkanlığımızca belirlenecek olan diğer bölgelerde yarışmaya katılacaktır.
14) Tüm kategorilerde puanı 70’in altında olan yarışmacılar dereceye giremez.
5ERKEK DİN GÖREVLİLERİ HAFIZLIK VE KUR’AN-I KERİMİ GÜZEL OKUMA YARIŞMALARI TAKVİMİ
Ek-1
Ek
1. HAFIZLIK YARIŞMASI
a) Başkanlık Merkez, Merkez ilçe ve ilçelerdeki yarışmalar ve bunların değerlendirilmesi, seçici kurullar tarafından
aşağıda belirtilen tarihte çalışma saati bitimine kadar sonuçlandırılacaktır. Yarışmalarda birinci olan personelin isimleri
yarışmayı takip eden hafta içinde İl müftülüğüne bildirilecektir.
b) İl Seçici Kurulları, il birincilerinin seçimi ile ilgili bütün işlemleri aşağıda belirtilen tarihte çalışma saati bitimine kadar
sonuçlandıracaktır. Yarışmalarda birinci olan personelin isimlerini yarışmayı takip eden hafta içinde bölge final
yarışma merkezi olan il müftülüğüne ve Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığına bildireceklerdir.
c) Bölge Seçici Kurulları, bölge yarışmalarını aşağıda belirtilen tarihte ek-1’de belirtilen bölge merkezlerinde yapacak,
yarışmalarda birinci olanın ismini yarışmayı takip eden hafta içinde Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığa
göndereceklerdir.
d) Yüksek Seçici Kurul 19. Erkek Din Görevlileri Türkiye Hafızlık Final Yarışmasını 23 Ağustos 2024 tarihinde
Siirt’te yapacaktır.
Yarışma Takvimi
Müracaat Tarihi:
05 Şubat - 08 Mart 2024
Başkanlık merkez, merkez ilçe ve ilçe,
dini yüksek ihtisas ve
dini ihtisas merkezlerinde ki yarışmaların son tarihi: 19 Nisan 2024
İl yarışmalarının son tarihi: 31 Mayıs 2024
Bölge yarışmalarının yapılacağı tarih: 1-4 Temmuz 2024
Türkiye finalinin yapılacağı tarih: 23 Ağustos 2024
2. KUR’AN-I KERİMİ GÜZEL OKUMA YARIŞMASI
a) Merkez ilçe ve ilçelerdeki yarışmalar ve bunların değerlendirilmesi, seçici kurullar tarafından aşağıda belirtilen
tarihte çalışma saati bitimine kadar sonuçlandırılacaktır. Yarışmalarda birinci olan personelin isimleri yarışmayı takip
eden hafta içinde İl müftülüğüne bildirilecektir.
b) İl Seçici Kurulları, il birincilerinin seçimi ile ilgili bütün işlemleri aşağıda belirtilen tarihte çalışma saati bitimine kadar
sonuçlandıracaktır. Yarışmalarda birinci olan personelin isimlerini yarışmayı takip eden hafta içinde bölge final
yarışma merkezi olan il müftülüğüne ve Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığına bildireceklerdir.
c) Bölge Seçici Kurulları, bölge yarışmalarını aşağıda belirtilen tarihte ek-2’de belirtilen bölge merkezlerinde yapacak,
yarışmalarda birinci olanın ismini yarışmayı takip eden hafta içinde Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığa
göndereceklerdir.
d) Yüksek Seçici Kurul 19. Erkek Din Görevlileri Türkiye Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Final Yarışması 25 Ağustos
2024 tarihinde Bitlis’te yapacaktır.
Yarışma Takvimi
Müracaat Tarihi:
05 Şubat - 08 Mart 2024
Başkanlık merkez, merkez ilçe ve ilçe,
dini yüksek ihtisas ve
dini ihtisas merkezlerinde ki yarışmaların son tarihi: 31 Mart 2024
İl yarışmalarının son tarihi: 16 Haziran 2024
Bölge yarışmalarının yapılacağı tarih: 1-4 Temmuz 2024
Türkiye finalinin yapılacağı tarih: 25 Ağustos 2024
6KADIN DİN GÖREVLİLERİ HAFIZLIK VE KUR’AN-I KERİMİ GÜZEL OKUMA YARIŞMALARI TAKVİMİ
Ek-1
Ek
1. HAFIZLIK YARIŞMASI
a) Merkez ilçe ve ilçelerdeki yarışmalar ve bunların değerlendirilmesi, seçici kurullar tarafından aşağıda belirtilen
tarihte çalışma saati bitimine kadar sonuçlandırılacaktır. Yarışmalarda birinci olan personelin isimleri yarışmayı takip
eden hafta içinde İl müftülüğüne bildirilecektir.
b) İl Seçici Kurulları, il birincilerinin seçimi ile ilgili bütün işlemleri aşağıda belirtilen tarihte çalışma saati bitimine kadar
sonuçlandıracaktır. Yarışmalarda birinci olan personelin isimlerini yarışmayı takip eden hafta içinde bölge final
yarışma merkezi olan il müftülüğüne bildireceklerdir.
c) Bölge Seçici Kurulları, bölge yarışmalarını aşağıda belirtilen tarihte ek-3’te belirtilen bölge merkezlerinde yapacak,
yarışmalarda birinci olanın ismini yarışmayı takip eden hafta içinde Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu
Başkanlığına bildireceklerdir.
d) Yüksek Seçici Kurul 9. Kadın Din Görevlileri Türkiye Hafızlık Final Yarışmasını 03 Eylül 2024 tarihinde Bolu’da
yapacaktır.
Yarışma Takvimi
Müracaat Tarihi:
05 Şubat - 08 Mart 2024
Başkanlık merkez, merkez ilçe ve ilçe,
dini yüksek ihtisas ve
dini ihtisas merkezlerinde ki yarışmaların son tarihi: 31 Mart 2024
İl yarışmalarının son tarihi: 16 Haziran 2024
Bölge yarışmalarının yapılacağı tarih: 1-4 Temmuz 2024
Türkiye finalinin yapılacağı tarih: 3 Eylül 2024
2. KUR’AN-I KERİMİ GÜZEL OKUMA YARIŞMASI
a) Merkez ilçe ve ilçelerdeki yarışmalar ve bunların değerlendirilmesi, seçici kurullar tarafından aşağıda belirtilen
tarihte çalışma saati bitimine kadar sonuçlandırılacaktır. Yarışmalarda birinci olan personelin isimleri yarışmayı takip
eden hafta içinde il müftülüğüne bildirilecektir.
b) İl Seçici Kurulları, il birincilerinin seçimi ile ilgili bütün işlemleri aşağıda belirtilen tarihte çalışma saati bitimine kadar
sonuçlandıracaktır. Yarışmalarda birinci olan personelin isimlerini yarışmayı takip eden hafta içinde bölge final
yarışma merkezi olan il müftülüğüne bildireceklerdir.
c) Bölge Seçici Kurulları, bölge yarışmalarını aşağıda belirtilen tarihte ek-4’te belirtilen bölge merkezlerinde yapacak,
yarışmalarda birinci olanın ismini yarışmayı takip eden hafta içinde Başkanlığa göndereceklerdir.
d) Yüksek Seçici Kurul 9. Kadın Din Görevlileri Türkiye Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Final Yarışmasını 5 Eylül 2024
tarihinde Aydın’da yapacaktır.
Yarışma Takvimi
Müracaat Tarihi:
05 Şubat - 08 Mart 2024
Başkanlık merkez, merkez ilçe ve ilçe,
dini yüksek ihtisas ve
dini ihtisas merkezlerinde ki yarışmaların son tarihi: 31 Mart 2024
İl yarışmalarının son tarihi: 16 Haziran 2024
Bölge yarışmalarının yapılacağı tarih: 1-4 Temmuz 2024
Türkiye finalinin yapılacağı tarih: 5 Eylül 2024
7Ek-1
Ek-1
Ek
ERKEK DİN GÖREVLİLERİ HAFIZLIK YARIŞMASI BÖLGE MERKEZLERİ VE BU BÖLGELERDE YARIŞMAYA
KATILACAK İLLER
Bölge Yarışma Tarihi: 1- 4 Temmuz 2024
1. Bölge Yarışma Merkezi:
MARDİN(1Temmuz) 2. Bölge Yarışma Merkezi:
GİRESUN(2Temmuz) 3. Bölge Yarışma Merkezi:
OSMANİYE(3Temmuz)
1- DİYARBAKIR 1- SAMSUN 1- ADANA
2- ADIYAMAN 2- GİRESUN 2- OSMANİYE
3- MARDİN 3- ORDU 3- KİLİS
4- BATMAN 4- SİNOP 4- HATAY
5- ŞANLIURFA 5- AMASYA 5- K.MARAŞ
6- GAZİANTEP 6- ÇORUM 6- MERSİN
7- MALATYA 7- TOKAT 7- KARAMAN
8- ELAZIĞ 8- TRABZON
9- RİZE
4. Bölge Yarışma Merkezi:
ERZURUM(2Temmuz) 5. Bölge Yarışma Merkezi:
AKSARAY(1Temmuz) 6. Bölge Yarışma Merkezi:
KOCAELİ (3Temmuz)
1- AĞRI 1- SİVAS 1- ÇANAKKALE
2- ERZİNCAN 2- NEVŞEHİR 2- YALOVA
3- KARS 3- KIRŞEHİR 3- BURSA
4- BAYBURT 4- YOZGAT 4- KIRKLARELİ
5- ERZURUM 5- NİĞDE 5- TEKİRDAĞ
6- ARTVİN 6- KAYSERİ 6- EDİRNE
7- TUNCELİ 7- AKSARAY 7- BALIKESİR
8- ARDAHAN 8- KONYA 8- KÜTAHYA
9- GÜMÜŞHANE
9- KOCAELİ
10-SAKARYA
11-BİLECİK
7. Bölge Yarışma Merkezi:
ISPARTA(2Temmuz) 8. Bölge Yarışma Merkezi:
KARABÜK(1Temmuz) 9. Bölge Yarışma Merkezi:
HAKKARİ (1Temmuz)
1- AYDIN 1- KIRIKKALE 1- HAKKÂRİ
2- ANTALYA 2- ÇANKIRI 2- ŞIRNAK
3- UŞAK 3- KARABÜK 3- SİİRT
4- MANİSA 4- BOLU 4- VAN
5- ISPARTA 5- KASTAMONU 5- IĞDIR
6- İZMİR 6- ANKARA 6- BİTLİS
7- BURDUR 7- ESKİŞEHİR 7- MUŞ
8- MUĞLA 8- ZONGULDAK 8- BİNGÖL
9- DENİZLİ 9- DÜZCE 10-AFYONKARAHİSAR 10-BARTIN
10. Bölge Yarışma Merkezi:
İSTANBUL
1- İSTANBUL
TÜRKİYE FİNAL YARIŞMA MERKEZİ: SİİRT
TÜRKİYE FİNAL YARIŞMA TARİHİ : 23 AĞUSTOS 2024
8Ek-2
Ek-1
Ek
ERKEK DİN GÖREVLİLERİ KUR’AN-I KERİM’İ GÜZEL OKUMA YARIŞMASI BÖLGE MERKEZLERİ VE BU
BÖLGELERDE YARIŞMAYA KATILACAK İLLER
Bölge Yarışma Tarihi: 1- 4 Temmuz 2024
1. Bölge Yarışma Merkezi:
MALATYA(4Temmuz) 2. Bölge Yarışma Merkezi:
AMASYA(3Temmuz) 3. Bölge Yarışma Merkezi:
KAHRAMANMARAŞ(1Temmuz)
1- DİYARBAKIR 1- SAMSUN 1- ADANA
2- ADIYAMAN 2- GİRESUN 2- OSMANİYE
3- MARDİN 3- ORDU 3- KİLİS
4- BATMAN 4- SİNOP 4- HATAY
5- ŞANLIURFA 5- AMASYA 5- K.MARAŞ
6- GAZİANTEP 6- ÇORUM 6- MERSİN
7- MALATYA 7- TOKAT 7- KARAMAN
8- ELAZIĞ 8- TRABZON
9- RİZE
4. Bölge Yarışma Merkezi:
ERZİNCAN(3Temmuz) 5. Bölge Yarışma Merkezi:
KIRŞEHİR(3Temmuz) 6. Bölge Yarışma Merkezi:
BİLECİK (4Temmuz)
1- AĞRI 1- SİVAS 1- ÇANAKKALE
2- ERZİNCAN 2- NEVŞEHİR 2- YALOVA
3- KARS 3- KIRŞEHİR 3- BURSA
4- BAYBURT 4- YOZGAT 4- KIRKLARELİ
5- ERZURUM 5- NİĞDE 5- TEKİRDAĞ
6- ARTVİN 6- KAYSERİ 6- EDİRNE
7- TUNCELİ 7- AKSARAY 7- BALIKESİR
8- ARDAHAN 8- KONYA 8- KÜTAHYA
9- GÜMÜŞHANE
9- KOCAELİ
10-SAKARYA
11-BİLECİK
7. Bölge Yarışma Merkezi:
BURDUR (1Temmuz) 8. Bölge Yarışma Merkezi:
KASTAMONU(2Temmuz) 9. Bölge Yarışma Merkezi:
ŞIRNAK(2Temmuz)
1- AYDIN 1- KIRIKKALE 1- HAKKÂRİ
2- ANTALYA 2- ÇANKIRI 2- ŞIRNAK
3- UŞAK 3- KARABÜK 3- SİİRT
4- MANİSA 4- BOLU 4- VAN
5- ISPARTA 5- KASTAMONU 5- IĞDIR
6- İZMİR 6- ANKARA 6- BİTLİS
7- BURDUR 7- ESKİŞEHİR 7- MUŞ
8- MUĞLA 8- ZONGULDAK 8- BİNGÖL
9- DENİZLİ 9- DÜZCE 10-AFYONKARAHİSAR 10-BARTIN
10. Bölge Yarışma Merkezi:
İSTANBUL
1- İSTANBUL
TÜRKİYE FİNAL YARIŞMA MERKEZİ: BİTLİS
TÜRKİYE FİNAL YARIŞMA TARİHİ : 25 AĞUSTOS 2024
9Ek-3
Ek-1
Ek
KADIN DİN GÖREVLİLERİ HAFIZLIK YARIŞMASI BÖLGE MERKEZLERİ VE BU BÖLGELERDE YARIŞMAYA
KATILACAK İLLER
Bölge Yarışma Tarihi: 1- 4 Temmuz 2024
1. Bölge Yarışma Merkezi:
ELAZIĞ (3Temmuz) 2. Bölge Yarışma Merkezi:
ÇORUM(4Temmuz) 3. Bölge Yarışma Merkezi:
KİLİS(2Temmuz)
1- DİYARBAKIR 1- SAMSUN 1- ADANA
2- ADIYAMAN 2- GİRESUN 2- OSMANİYE
3- MARDİN 3- ORDU 3- KİLİS
4- BATMAN 4- SİNOP 4- HATAY
5- ŞANLIURFA 5- AMASYA 5- K.MARAŞ
6- GAZİANTEP 6- ÇORUM 6- MERSİN
7- MALATYA 7- TOKAT 7- KARAMAN
8- ELAZIĞ 8- TRABZON
9- RİZE
4. Bölge Yarışma Merkezi:
GÜMÜŞHANE(4Temmuz) 5. Bölge Yarışma Merkezi:
KAYSERİ(4Temmuz) 6. Bölge Yarışma Merkezi:
BALIKESİR(1Temmuz)
1- AĞRI 1- SİVAS 1- ÇANAKKALE
2- ERZİNCAN 2- NEVŞEHİR 2- YALOVA
3- KARS 3- KIRŞEHİR 3- BURSA
4- BAYBURT 4- YOZGAT 4- KIRKLARELİ
5- ERZURUM 5- NİĞDE 5- TEKİRDAĞ
6- ARTVİN 6- KAYSERİ 6- EDİRNE
7- TUNCELİ 7- AKSARAY 7- BALIKESİR
8- ARDAHAN 8- KONYA 8- KÜTAHYA
9- GÜMÜŞHANE
9- KOCAELİ
10-SAKARYA
11-BİLECİK
7. Bölge Yarışma Merkezi:
UŞAK(3Temmuz) 8. Bölge Yarışma Merkezi:
ESKİŞEHİR(4Temmuz) 9. Bölge Yarışma Merkezi:
IĞDIR(4Temmuz)
1- AYDIN 1- KIRIKKALE 1- HAKKÂRİ
2- ANTALYA 2- ÇANKIRI 2- ŞIRNAK
3- UŞAK 3- KARABÜK 3- SİİRT
4- MANİSA 4- BOLU 4- VAN
5- ISPARTA 5- KASTAMONU 5- IĞDIR
6- İZMİR 6- ANKARA 6- BİTLİS
7- BURDUR 7- ESKİŞEHİR 7- MUŞ
8- MUĞLA 8- ZONGULDAK 8- BİNGÖL
9- DENİZLİ 9- DÜZCE 10-AFYONKARAHİSAR 10-BARTIN
10. Bölge Yarışma Merkezi:
İSTANBUL
1- İSTANBUL
TÜRKİYE FİNAL YARIŞMA MERKEZİ: BOLU
TÜRKİYE FİNAL YARIŞMA TARİHİ : 03 EYLÜL 2024
10Ek-4
Ek-1
Ek
KADIN DİN GÖREVLİLERİ KUR’AN-I KERİM’İ GÜZEL OKUMA YARIŞMASI BÖLGE MERKEZLERİ VE BU
BÖLGELERDE YARIŞMAYA KATILACAK İLLER
Bölge Yarışma Tarihi: 1- 4 Temmuz 2024
1. Bölge Yarışma Merkezi:
DİYARBAKIR (2Temmuz) 2. Bölge Yarışma Merkezi:
TRABZON(1Temmuz) 3. Bölge Yarışma Merkezi:
MERSİN(4Temmuz)
1- DİYARBAKIR 1- SAMSUN 1- ADANA
2- ADIYAMAN 2- GİRESUN 2- OSMANİYE
3- MARDİN 3- ORDU 3- KİLİS
4- BATMAN 4- SİNOP 4- HATAY
5- ŞANLIURFA 5- AMASYA 5- K.MARAŞ
6- GAZİANTEP 6- ÇORUM 6- MERSİN
7- MALATYA 7- TOKAT 7- KARAMAN
8- ELAZIĞ 8- TRABZON
9- RİZE
4. Bölge Yarışma Merkezi:
AĞRI(1Temmuz) 5. Bölge Yarışma Merkezi:
NİĞDE(2Temmuz) 6. Bölge Yarışma Merkezi:
YALOVA(2Temmuz)
1- AĞRI 1- SİVAS 1- ÇANAKKALE
2- ERZİNCAN 2- NEVŞEHİR 2- YALOVA
3- KARS 3- KIRŞEHİR 3- BURSA
4- BAYBURT 4- YOZGAT 4- KIRKLARELİ
5- ERZURUM 5- NİĞDE 5- TEKİRDAĞ
6- ARTVİN 6- KAYSERİ 6- EDİRNE
7- TUNCELİ 7- AKSARAY 7- BALIKESİR
8- ARDAHAN 8- KONYA 8- KÜTAHYA
9- GÜMÜŞHANE
9- KOCAELİ
10-SAKARYA
11-BİLECİK
7. Bölge Yarışma Merkezi:
AFYONKARAHİSAR(4Temmuz) 8. Bölge Yarışma Merkezi:
ANKARA(3Temmuz) 9. Bölge Yarışma Merkezi:
BİNGÖL(3Temmuz)
1- AYDIN 1- KIRIKKALE 1- HAKKÂRİ
2- ANTALYA 2- ÇANKIRI 2- ŞIRNAK
3- UŞAK 3- KARABÜK 3- SİİRT
4- MANİSA 4- BOLU 4- VAN
5- ISPARTA 5- KASTAMONU 5- IĞDIR
6- İZMİR 6- ANKARA 6- BİTLİS
7- BURDUR 7- ESKİŞEHİR 7- MUŞ
8- MUĞLA 8- ZONGULDAK 8- BİNGÖL
9- DENİZLİ 9- DÜZCE 10-AFYONKARAHİSAR 10-BARTIN
10. Bölge Yarışma Merkezi:
İSTANBUL
1- İSTANBUL
TÜRKİYE FİNAL YARIŞMA MERKEZİ: AYDIN
TÜRKİYE FİNAL YARIŞMA TARİHİ : 5 EYLÜL 2024
11Ek-1
Ek
Ek-5
D U Y U R U
2024 YILI CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI MÜNASEBETİYLE ERKEK DİN GÖREVLİLERİ
ARASINDA YAPILACAK HAFIZLIK VE KUR’AN-I KERİM’İ GÜZEL OKUMA YARIŞMALARI İLE İLGİLİ
TAKVİM
Hafızlık Yarışma Takvimi
Müracaat Tarihi:
Başkanlık merkez, merkez ilçe ve ilçe,
dini yüksek ihtisas ve
dini ihtisas merkezlerinde ki yarışmaların son tarihi:
İl yarışmalarının son tarihi:
Bölge yarışmalarının yapılacağı tarih:
Türkiye finalinin yapılacağı tarih:
Türkiye finalinin yapılacağı yer:
05 Şubat - 08 Mart 2024
31 Mart 2024
16 Haziran 2024
1-4 Temmuz 2024
23 Ağustos 2024
SİİRT
Hafızlık Final Yarışması Ödülleri:
Birinciye
İkinciye
Üçüncüye
10 tam altın
8 tam altın
6 tam altın
Kur’an-I Kerimi Güzel Okuma Yarışması Takvimi
Müracaat Tarihi:
Başkanlık merkez, merkez ilçe ve ilçe,
dini yüksek ihtisas ve
dini ihtisas merkezlerinde ki yarışmaların son tarihi:
İl yarışmalarının son tarihi:
Bölge yarışmalarının yapılacağı tarih:
Türkiye finalinin yapılacağı tarih:
Türkiye finalinin yapılacağı yer:
05 Şubat - 08 Mart 2024
31 Mart 2024
16 Haziran 2024
1-4 Temmuz 2024
25 Ağustos 2024
BİTLİS
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Ödülleri:
Birinciye
İkinciye
Üçüncüye
8 tam altın
6 tam altın
4 tam altın
Ayrıca Türkiye Finallerine katılıp dereceye giremeyenlere Diyanet İşleri Başkanlığınca bir yarım altın
verilir.
Müracaatlar Müftülüğümüze yapılacaktır. Yarışmalara ait şartname Müftülüğümüzce imza
karşılığı tebliğ edilecektir.
ERKEK DİN GÖREVLİLERİMİZE DUYURULUR
12Ek-1
Ek
Ek-6
D U Y U R U
2024 YILI CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI MÜNASEBETİYLE KADIN DİN GÖREVLİLERİ
ARASINDA YAPILACAK HAFIZLIK VE KUR’AN-I KERİM’İ GÜZEL OKUMA YARIŞMALARI İLE İLGİLİ
TAKVİM
Hafızlık Yarışma Takvimi
Müracaat Tarihi:
Başkanlık merkez, merkez ilçe ve ilçe,
dini yüksek ihtisas ve
dini ihtisas merkezlerinde ki yarışmaların son tarihi:
İl yarışmalarının son tarihi:
Bölge yarışmalarının yapılacağı tarih:
Türkiye finalinin yapılacağı tarih:
Türkiye finalinin yapılacağı yer:
05 Şubat – 08 Mart 2024
31 Mart 2024
16 Haziran 2024
1-4 Temmuz 2024
03 Eylül 2024
BOLU
Hafızlık Final Yarışması Ödülleri:
Birinciye
İkinciye
Üçüncüye
10 tam altın
8 tam altın
6 tam altın
Kur’an-I Kerimi Güzel Okuma Yarışması Takvimi
Müracaat Tarihi:
Başkanlık merkez, merkez ilçe ve ilçe,
dini yüksek ihtisas ve
dini ihtisas merkezlerinde ki yarışmaların son tarihi:
İl yarışmalarının son tarihi:
Bölge yarışmalarının yapılacağı tarih:
Türkiye finalinin yapılacağı tarih:
Türkiye finalinin yapılacağı yer:
05 Şubat - 08 Mart 2024
31 Mart 2024
16 Haziran 2024
1-4 Temmuz 2024
5 Eylül 2024
AYDIN
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Ödülleri:
Birinciye
İkinciye
Üçüncüye
8 tam altın
6 tam altın
4 tam altın
Ayrıca Türkiye Finallerine katılıp dereceye giremeyenlere Diyanet İşleri Başkanlığınca bir yarım altın
verilir.
Müracaatlar Müftülüğümüze yapılacaktır. Yarışmalara ait şartname Müftülüğümüzce imza
karşılığı tebliğ edilecektir.
KADIN DİN GÖREVLİLERİMİZE DUYURULUR
13Ek-7
Ek-1
Ek
KUR’AN-I KERİM’İ GÜZEL OKUMA İL VE İLÇE YARIŞMALARINDA OKUNACAK AŞR-I ŞERİFLER:
1. Al-i İmran Suresi 26-30
2. Nisa Suresi 59-63
3. Maide Suresi 57-63
4. En’am Suresi 11-18
KUR’AN-I KERİM’İ GÜZEL OKUMA BÖLGE YARIŞMALARINDA OKUNACAK AŞR-I ŞERİFLER:
1. Al-i İmran Suresi 26-30
2. Nisa Suresi 59-63
3. Maide Suresi 57-63
4. En’am Suresi 11-18
5. Hud Suresi 61-68
6. Kasas Suresi 61-70
7. Ankebut Suresi 01-10
KUR’AN-I KERİM’İ GÜZEL OKUMA TÜRKİYE FİNAL YARIŞMALARINDA OKUNACAK AŞR-I
ŞERİFLER
1. Al-i İmran Suresi 26-30
2. Nisa Suresi 59-63
3. Maide Suresi 57-63
4. En’am Suresi 11-18
5. Hud Suresi 61-68
6. Kasas Suresi 61-70
7. Ankebut Suresi 01-10
8. Secde Suresi 01-11
9. Mü’min Suresi 21-27
10. Zuhruf Suresi 26-35
14Ek-8
Ek-1
Ek
KUR’ÂN-I KERÎM’İ GÜZEL OKUMA YARIŞMALARINDA OKUNACAK AŞR-I ŞERİFLERDEKİ KELİMELER
TERKİPLER VE MEALLERİ
1. ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ (26 - 30)
‫ْلِك‬ ‫اْل‬ ‫اِلَك‬ ‫َّم‬ ‫الّٰل‬ ‫ُقِل‬ : De ki: Ey mülkün sahibi olan Allah’ım!
‫َم‬ ‫ُه‬
‫ُم‬
‫ِت‬
‫اُء‬ ‫َتَٓش‬ ‫َمْن‬ ‫اْلُمْلَك‬ ‫ي‬ ‫ُتْؤ‬ : Sen mülkü dilediğine verirsin.
‫اُۘء‬ ‫َتَٓش‬ ‫ِمَّم‬ ‫ْلَك‬ ‫اْل‬ ‫َتْنِزُع‬ : Dilediğinden de mülkü çeker alırsın.
‫ْن‬
‫ُم‬
‫َو‬
‫ِع‬
‫اُء‬ ‫َتَٓش‬ ‫َمْن‬ ‫ُّز‬ ‫َوُت‬ : Dilediğini aziz edersin.
‫اُۜء‬ ‫َتَٓش‬ ‫َمْن‬ ‫ُتِذُّل‬ : Dilediğini zelil edersin.
‫َو‬
‫ُۜر‬ ‫اْلَخ‬ ‫ِدَك‬ ‫ِب‬ : Hayır senin elindedir.
‫ْي‬
‫َي‬
٢٦ ﴿ ‫ي‬ ‫َق۪د‬ ‫ٍء‬ ‫َش‬ ‫ُكِّل‬ ‫َعٰلى‬ ‫ِاَّنَك‬ ﴾ : Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin. (26)
‫ْي‬
‫ٌر‬
De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker
alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye
hakkıyla gücü yetensin.” (Âl-i İmrân; 26)
‫الَّنَهاِر‬ ‫ِفي‬ ‫َل‬ ‫اَّل‬ ‫ُتوِلُج‬: Geceyi gündüze sokarsın.
‫ْي‬
‫ِۘل‬ ‫اَّل‬ ‫ِفي‬ ‫الَّنَها‬ ‫ُتوِل‬ : Gündüzü geceye sokarsın.
‫ُج‬ ‫َو‬
‫َر‬
‫ْي‬
‫ِّيِت‬ ‫اْل‬ ‫ِم‬ ‫َّي‬ ‫اْل‬ ‫ِر‬ ‫ُتْخ‬ : Ölüden diriyi çıkarırsın.
‫َم‬ ‫َن‬ ‫َح‬ ‫ُج‬ ‫َو‬
‫اْلَحِّۘي‬ ‫ِمَن‬ ‫اْلَمِّيَت‬ ‫ِرُج‬ ‫َوُتْخ‬: Diriden ölüyü çıkarırsın.
٢٧ ﴿ ‫اٍب‬ ‫ِح‬ ‫ِر‬ ‫ِبَغ‬ ‫اُء‬ ‫َتَٓش‬ ‫َمْن‬ ‫ُزُق‬ ‫َت‬ ﴾: Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.” (27)
‫َس‬ ‫ْي‬
‫ْر‬ ‫َو‬
“Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü
çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.” (Âl-i İmrân; 27)
‫ِف‬
‫ِخِذ‬
‫ِل‬
‫ِم‬
‫اَء‬ ‫َٓي‬ ‫َاْو‬ ‫۪ريَن‬ ‫اْلَكا‬ ‫ُنوَن‬ ‫اْلُمْؤ‬ ‫َيَّت‬ ‫اَل‬: Mü’minler, kâfirleri dost edinmesin.
‫يَۚن‬ ‫ْؤِم۪ن‬ ‫اْل‬ ‫ُدوِن‬ ‫ِمْن‬: Mü’minleri bırakıp da...
‫ُم‬
‫ِلَك‬ ‫ٰذ‬ ‫َيْفَعْل‬ ‫َوَمْن‬: Kim bunu yaparsa.
‫ٍء‬ ‫ي‬ ‫۪ف‬ ‫اِهّٰلل‬ ‫ِم‬ ‫َل‬ : Artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur.
‫َن‬ ‫ْيَس‬ ‫َف‬
‫َشْي‬
‫يًۜة‬ ‫ُتٰق‬ ‫ِمْنُهْم‬ ‫َتَّتُقوا‬ ‫َاْن‬ ‫ِاآَّل‬ : Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır.
‫ُۜه‬ ‫َنْف‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫ُيَحِّذُرُكُم‬ : Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor.
‫َو‬
‫َس‬
٢٨ ﴿ ‫ي‬ ‫اْلَم۪ص‬ ‫اِهّٰلل‬ ‫ِاَلى‬ ﴾ : Dönüş yalnız Allah’adır. (28)
‫َو‬
‫ُر‬
Mü’minler, mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah
nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır.
Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah’adır. (Âl-i İmrân; 28)
15‫۪ف‬
‫ِا‬
‫ُصُدوِرُكْم‬ ‫ي‬ ‫َما‬ ‫ُتْخُفوا‬ ‫ْن‬ ‫ُقْل‬ : De ki: İçinizdekini gizleseniz de...
Ek-1
Ek
‫ُتْبُدوُه‬ ‫َاْو‬ : ...Açığa vursanız da...
‫اُۜهّٰلل‬ ‫َيْعَلْمُه‬ : Allah onu bilir.
‫اَاْلْرِۜض‬ ‫ِفي‬ ‫َما‬ ‫َواِت‬ ‫ٰم‬ ‫الَّس‬ ‫ِفي‬ ‫َما‬ ‫َيْعَلُم‬ : Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de bilir.
‫َو‬
‫َو‬
٢٩ ﴿ ‫ي‬ ‫َق۪د‬ ‫ٍء‬ ‫َش‬ ‫ُكِّل‬ ‫َعٰلى‬ ‫اُهّٰلل‬ ﴾ : Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (29)
‫َو‬
‫ْي‬
‫ٌر‬
De ki: “İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerdeki her şeyi, yerdeki her
şeyi de bilir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Âl-i İmrân; 29)
‫ْفٍس‬ ‫ُكُّل‬ ‫ِج‬
‫ُد‬ ‫َت‬ ‫َيْوَم‬: Herkesin ... bulacağı günde kişi...
‫َن‬
‫رًۛۚا‬
‫ِم‬
‫َض‬ ‫ُمْح‬ ‫َخْيٍر‬ ‫ْن‬ ‫َعِمَلْت‬ ‫َما‬ : Yaptığı iyiliği hazır (bulacağı).
‫وٍۛۚء‬ ‫ُٓس‬ ‫ِمْن‬ ‫َعِمَلْت‬ ‫َما‬ : Ve yaptığı kötülüğü (hazır bulacağı).
‫َو‬
‫َتَوُّد‬: ... İster.
‫َنُٓه‬ ‫َنَها‬ ‫َاَّن‬ ‫َل‬ : Kötülükleri ile kendi arasında.
‫َوَبْي‬ ‫َبْي‬ ‫ْو‬
‫َب۪عيدًۜا‬ ‫َاَمدًا‬ : Uzak bir mesafe bulunmasını.
‫ُۜه‬ ‫َنْف‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫ُيَحِّذُرُكُم‬ : Yine Allah sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır.
‫َو‬
‫َس‬
٣٠ ﴿ ‫اِ۟د‬ ‫ِباْلِع‬ ‫َرُ۫ؤ‬ ‫اُهّٰلل‬ ﴾ : Allah kullarını çok esirgeyicidir.” (30)
‫َو‬
‫ٌف‬
‫َب‬
“Herkesin yaptığı iyiliği ve yaptığı kötülüğü hazır bulacağı günde kişi, kötülükleri ile kendi arasında
uzak bir mesafe bulunmasını ister. Yine Allah sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında
uyarmaktadır. Allah kullarını çok esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân; 30)
2. NİSÂ SÛRESİ (59 - 63)
‫َمُٓنوا‬ ‫ٰا‬ ‫يَن‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫َها‬ ‫َاُّي‬ ‫ا‬ ‫َٓي‬ : Ey iman edenler!
‫۪ط‬
‫اَهّٰلل‬ ‫يُعوا‬ ‫َا‬: Allah'a itaat edin.
‫ُسوَل‬ ‫الَّر‬ ‫يُعوا‬ ‫َوَا۪ط‬: Peygamber’e itaat edin.
‫ُكْۚم‬ ‫ِم‬ ‫ِر‬ ‫اَاْل‬ ‫ُا۬وِلي‬ : Ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de.
‫ْن‬ ‫ْم‬
‫َو‬
‫ٍء‬
‫ي‬ ‫۪ف‬
‫ا‬ ‫ِاْن‬ : Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde.
‫َشْي‬ ‫َزْعُتْم‬ ‫َتَن‬ ‫َف‬
‫وِل‬ ‫الَّر‬ ‫اِهّٰلل‬ ‫ِاَلى‬ ‫و‬ ‫ُّد‬ ‫َف‬: Onu Allah ve Resûlüne arz edin.
‫ُه‬ ‫ُر‬
‫ُس‬ ‫َو‬
‫ِۜر‬ ‫اٰاْلِخ‬ ‫ْوِم‬ ‫اْل‬ ‫ِباِهّٰلل‬ ‫ُتْؤِمُنوَن‬ ‫ُكْنُتْم‬ ‫ِاْن‬ : ... Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız.
‫َي‬ ‫َو‬
‫َخ‬ ‫ِلَك‬ ‫ٰذ‬ : Bu, daha iyidir.
‫ْيٌر‬
‫يً۟ال‬ ‫ْأ۪و‬
‫َت‬ ‫َسُن‬ ‫َوَاْح‬ : Sonuç bakımından da daha güzeldir. (59)
“Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere)
de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten
inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.”
16(Nisâ; 59)
Ek-1
Ek
‫َاَل‬ : Görmüyor musun?
‫َتَر‬ ‫ْم‬
‫َمُنوا‬ ‫ٰا‬ ‫َاَّنُهْم‬ ‫َيْزُعُموَن‬ ‫يَن‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫ِاَلى‬: İnandıklarını iddia edenleri.
‫ِاَلْيَك‬ ‫ُاْنِزَل‬ ‫ا‬ ‫ِبَٓم‬: Sana indirilen Kur’an’a.
‫َقْبِلَك‬ ‫ِمْن‬ ‫ُاْنِزَل‬ ‫ا‬ ‫َوَٓم‬: Ve senden önce indirilene.
‫اُغوِت‬ ‫الَّط‬ ‫ِاَلى‬ ‫وا‬ ‫اَكُٓم‬
‫َيَتَح‬ ‫َاْن‬ ‫ُي۪ريُدوَن‬: Tâğût’un önünde muhakeme olmak istiyorlar.
‫ِب۪ۜه‬ ‫وا‬ ‫ُف‬ ‫َيْك‬ ‫َاْن‬ ‫وا‬ ‫ُاِمُٓر‬ ‫َقْد‬ : Onu (Tâğût’u) tanımamaları kendilerine emrolunduğu halde.
‫َو‬
‫ُر‬
‫ْيَطاُن‬ ‫الَّش‬ ‫َوُي۪ريُد‬ : Şeytan da istiyor.
‫َب۪عيدًا‬ ‫ًال‬ ‫َضاَل‬ ‫َّلُهْم‬ ‫ُيِض‬ ‫َاْن‬: Onları derin bir sapıklığa düşürmek... (60)
“(Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri
görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu halde, onun önünde muhakeme
olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” (Nisâ; 60)
‫۪ق‬ ‫ِا‬
‫َلُهْم‬ ‫يَل‬ ‫َذا‬ ‫َو‬ : Onlara (Münafıklara) dendiği zaman.
‫ِاٰل‬
‫اُهّٰلل‬ ‫َاْنَزَل‬ ‫ا‬ ‫َٓم‬ ‫ى‬ ‫َتَعاَلْوا‬: Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) gelin.
‫وِل‬ ‫الَّر‬ ‫ِاَلى‬ : Ve Peygambere (gelin).
‫ُس‬
‫َو‬
‫َرَاْيَت‬: Görürsün.
‫ِف۪ق‬
‫يَن‬ ‫اْلُمَنا‬: Münafıkların ...
‫ودًۚا‬
‫ُصُد‬ ‫َعْنَك‬ ‫وَن‬ ‫َيُصُّد‬: Senden büsbütün uzaklaştıklarını. (61)
“Münafıklara, “Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) ve Peygambere gelin” dendiği zaman onların senden
büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.” (Nisâ; 61)
‫َفَكْيَف‬ : (Halleri) nasıl olur?
‫ِا‬
‫۪ص‬
‫يَبٌة‬ ‫ُم‬ ‫َاَصاَبْتُهْم‬ ‫ا‬ ‫َٓذ‬ : Başlarına bir musibet geldiği zaman.
‫۪د‬
‫يِهْم‬ ‫َاْي‬ ‫َمْت‬ ‫َقَّد‬ ‫ِبَما‬: Kendi işledikleri yüzünden.
‫اُ۫ؤَك‬ ‫َٓج‬ ‫ُثَّم‬: Sonra da geldikleri vakit.
‫ِباِهّٰلل‬ ‫ِلُفوَن‬ : Allah’a yemin ederek...
‫َيْح‬
‫َسانًا‬ ‫ِاْح‬ ‫ِاآَّل‬ ‫َٓنا‬ ‫َاَرْد‬ ‫ِاْن‬ : Biz iyilik etmekten başka bir şey istememiştik, diye...
‫يقًا‬ ‫َوَتْو۪ف‬ : Ve uzlaştırmaktan (başka bir şey istememiştik).
“Kendi işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiği, sonra da “Biz iyilik etmek ve
uzlaştırmaktan başka bir şey istememiştik” diye Allah’a yemin ederek sana geldikleri zaman halleri
nasıl olur?” (Nisâ; 62)
17‫ٰٓل‬
‫ِئَك‬ ‫ُا۬و‬ : Onlar.
Ek-1
Ek
‫۪ف‬
‫َّل۪ذ‬
‫ُقُلوِبِهْم‬ ‫ي‬ ‫َما‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َيْعَلُم‬ ‫يَن‬ ‫ا‬: Allah’ın kalplerindekini bildiği kimselerdir.
‫َعْنُهْم‬ ‫َفَاْعِرْض‬: Öyleyse onlara aldırma.
‫ِع‬
‫ُهْم‬ ‫ْظ‬ ‫َو‬: Onlara öğüt ver.
‫َلُهْم‬ ‫َوُقْل‬: Onlara ... söyle.
‫ِس‬
‫۪ٓف‬
‫ِهْم‬ ‫َاْنُف‬ ‫ي‬ : Kendileri hakkında...
‫َب۪ليغًا‬ ‫َقْوًال‬: Etkili ve güzel söz... (63)
“Onlar, Allah’ın kalplerindekini bildiği kimselerdir. Öyleyse onlara aldırma. Onlara öğüt ver ve
onlara, kendileri hakkında etkili ve güzel söz söyle.” (Nisâ; 63)
3. MÂİDE SÛRESİ (57 - 63)
‫َمُنوا‬ ‫ٰا‬ ‫يَن‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫َها‬ ‫َاُّي‬ ‫ا‬ ‫َٓي‬ : “Ey iman edenler!
‫َتَّتِخُذوا‬ ‫اَل‬ : ... Edinmeyin.
‫َوَلِعبًا‬ ‫ُهُزوًا‬ ‫يَنُكْم‬ ‫۪د‬ ‫اَّتَخُذوا‬ ‫يَن‬ ‫اَّل۪ذ‬: Dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri...
‫ِك‬
‫َّل۪ذ‬ ‫ِم‬
‫ِل‬ ‫ِم‬
‫ُكْم‬ ‫َقْب‬ ‫ْن‬ ‫َتاَب‬ ‫اْل‬ ‫ُا۫وُتوا‬ ‫يَن‬ ‫ا‬ ‫َن‬ : Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden...
‫َّف‬
‫اَر‬ ‫َواْلُك‬: Ve kâfirleri.
‫اَۚء‬ ‫ِلَٓي‬ ‫َا‬ : Dost (edinmeyin).
‫ْو‬
‫ِا‬
‫ِم۪ن‬
‫َّت‬
‫يَن‬ ‫ُمْؤ‬ ‫ُكْنُتْم‬ ‫ْن‬ ‫اَهّٰلل‬ ‫ُقوا‬ ‫َوا‬ : Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının.” (57)
“Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri
ve öteki kâfirleri dost edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının.” (Mâide;
57)
‫ٰلوِة‬ ‫الَّص‬ ‫ِاَلى‬
‫ِا‬
‫َناَدْيُتْم‬ ‫َذا‬ ‫َو‬ : Siz namaza çağırdığınız vakit.
‫َلِعبًۜا‬ ‫ُهُزوًا‬ ‫اَّتَخُذوَها‬ : Onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar.
‫َو‬
٥٨ ﴿ ‫َيْعِقُلوَن‬ ‫اَل‬ ‫َقْو‬ ‫ِبَاَّنُهْم‬ ‫ِلَك‬ ‫ٰذ‬ ﴾ : Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır. (58)
‫ٌم‬
Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları
ermeyen bir toplum olmalarındandır. (Mâide Sûresi; 58)
‫َتاِب‬ ‫اْلِك‬ ‫َاْهَل‬ ‫ا‬ ‫َٓي‬ ‫ُقْل‬: De ki: Ey kitap ehli!
‫ِمَّٓنا‬ ‫َتْنِقُموَن‬ ‫َهْل‬ : (...İçin mi) bizden hoşlanmıyorsunuz?
‫ِباِهّٰلل‬ ‫َّنا‬ ‫ٰا‬ ‫َاْن‬ ‫ِاآَّل‬: Yalnızca Allah’a inandığımız...
‫َم‬
‫َنا‬ ‫ِاَل‬ ‫ُاْنِزَل‬ ‫ا‬ ‫َٓم‬ : Bize indirilene...
‫ْي‬
‫َو‬
18Ek-1
Ek
‫ُۙل‬ ‫ِم‬ ‫ِزَل‬ ‫ُا‬ ‫ا‬ : Ve daha önce indirilene...
‫َٓم‬
‫َق‬
‫ْن‬
‫ْن‬
‫َو‬
‫ْب‬
٥٩ ﴿ ‫َفاِسُقوَن‬ ‫ُكْم‬ ‫َث‬ ‫َاْك‬ ‫َاَّن‬ ﴾ : Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz. (59)
‫َو‬
‫َر‬
De ki: Ey kitap ehli! Yalnızca Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilene inandığımız için mi
bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz. (Mâide Sûresi; 59)
‫ُاَنِّبُئُكْم‬ ‫َهْل‬ ‫ُقْل‬: De ki: Size haber vereyim mi?
‫ِلَك‬ ‫ٰذ‬ ‫ِمْن‬ ‫ِبَشٍّر‬: Bundan daha kötü olanları.
‫اِۜهّٰلل‬ ‫ِعْنَد‬ ‫َمُثوَبًة‬ : Allah katında cezası...
‫اُهّٰلل‬ ‫َلَعَنُه‬ ‫َمْن‬ : Onlar, Allah’ın lanetlediği...
‫ِه‬ ‫َل‬
‫ِض‬ : Ve gazabına uğrattığı.
‫ْي‬ ‫َع‬ ‫َب‬ ‫َوَغ‬
‫اْلِق‬ ‫ِم‬
‫ي‬ ‫ا۪ز‬ ‫اْل‬
: İçlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler...
‫َر‬ ‫َخَن‬ ‫َو‬ ‫َرَدَة‬ ‫ْنُهُم‬ ‫َوَجَعَل‬
‫اُغوَۜت‬ ‫الَّط‬ ‫َد‬ ‫َع‬ : Ve Şeytanlara tapan kimselerdir.
‫َب‬ ‫َو‬
‫َمَكانًا‬ ‫َشٌّر‬ ‫ُا۬وٰٓلِئَك‬ : İşte bunların yeri daha kötüdür.
٦٠ ﴿ ‫يِل‬ ‫۪ب‬ ‫الَّس‬ ‫اِء‬ ‫َسَٓو‬ ‫َعْن‬ ‫َاَضُّل‬ ﴾: Ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır. (60)
‫َو‬
De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın
lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara
tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.”
(Mâide Sûresi; 60)
‫َمَّنا‬ ‫ٰا‬ ‫وا‬ ‫َقآُل‬ ‫اُ۫ؤُكْم‬ ‫َٓج‬ ‫ِاَذا‬ : Size geldiklerinde “inandık” dediler.
‫َو‬
‫ِباْلـُكْفِر‬ ‫َدَخُلوا‬ ‫َقْد‬ : (Yanınıza) küfürle girip...
‫َو‬
‫ِب۪ۜه‬ ‫وا‬ ‫ُج‬ ‫َخ‬ ‫َقْد‬ ‫ُهْم‬ : Yine (yanınızdan) küfürle çıktıkları halde...
‫َو‬
‫َر‬
٦١ ﴿ ‫ُتُموَن‬ ‫َيْك‬ ‫َكاُنوا‬ ‫ِبَما‬ ‫َاْعَلُم‬ ‫اُهّٰلل‬ ﴾ : Allah onların saklamakta oldukları şeyi daha iyi bilir. (61)
‫َو‬
(Yanınıza) küfürle girip yine (yanınızdan) küfürle çıktıkları halde size geldiklerinde “inandık”
dediler. Allah onların saklamakta oldukları şeyi daha iyi bilir. (Mâide Sûresi; 61)
‫ِم‬ ‫۪ث‬
‫ْنُهْم‬ ‫يرًا‬ ‫َك‬ ‫ى‬ ‫َوَتٰر‬: Onlardan çoğunu görürsün.
‫اِن‬ ‫ْد‬ ‫اْل‬ ‫اِاْلْثِم‬ ‫ِفي‬ ‫وَن‬ ‫اِر‬ : Günahta, düşmanlıkta, birbirleriyle yarıştıklarını görürsün.
‫ُع‬ ‫ُيَس‬
‫َو‬ ‫ُع‬ ‫َو‬
‫َۜت‬ ‫ْح‬ ‫الُّس‬ ‫ِلِهُم‬ ‫َاْك‬ : Haram yemede...
‫َو‬
‫َلِب‬ ﴾ : Yapmakta oldukları şey ne kötüdür! (62)
‫ْئَس‬
Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün.
Yapmakta oldukları şey ne kötüdür! (Mâide Sûresi; 62)
٦٢ ﴿ ‫َيْعَمُلوَن‬ ‫َكاُنوا‬ ‫َما‬
‫يُهُم‬ ‫َيْنٰه‬ ‫َلْواَل‬: Onları, sakındırsalardı ya!
19‫ِن‬
‫َباُر‬ ‫َواَاْلْح‬ ‫وَن‬ ‫ُّي‬ ‫ا‬ ‫َّب‬ ‫الَّر‬: Din adamları ve bilginler.
‫ِاْل‬ ‫ِل‬
‫ْثَم‬ ‫ا‬ ‫ِهُم‬ ‫َقْو‬ ‫َعْن‬: Günah söz söylemekten.
Ek-1
Ek
‫َۜت‬ ‫ْح‬ ‫الُّس‬ ‫ِلِهُم‬ ‫َاْك‬ : Ve haram yemekten...
‫َو‬
‫َلِب‬ ﴾ : Yapmakta oldukları şey ne kötüdür! (63)
‫ْئَس‬
Onları, din adamları ve bilginler günah söz söylemekten ve haram yemekten sakındırsalardı ya!
Yapmakta oldukları şey ne kötüdür! (Mâide Sûresi; 63)
٦٣ ﴿ ‫َيْصَنُعوَن‬ ‫َكاُنوا‬ ‫َما‬
4. EN’ÂM SÛRESİ (11 – 18)
‫ِض‬ ‫اَاْل‬ ‫ِفي‬ ‫وا‬ ‫ي‬ ‫۪س‬ ‫ُقْل‬ : De ki: Yeryüzünde gezin dolaşın da...
‫ْر‬
‫ُر‬
‫وا‬ ‫اْنُظ‬ ‫ُثَّم‬ : Bir görün...
‫ُر‬
١١ ﴿ ‫اْلُمَكِّذ۪بيَن‬ ‫ُة‬ ‫َعاِق‬ ‫َكاَن‬ ‫َف‬ ‫َك‬ ﴾ : (Peygamberleri) yalanlayanların sonu nasıl olmuş. (11)
‫ْي‬
‫َب‬
De ki: “Yeryüzünde gezin dolaşın da (Peygamberleri) yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün.”
(En’âm Sûresi; 11)
‫اَاْلْرِۜض‬ ‫َواِت‬ ‫ٰم‬ ‫الَّس‬ ‫ِفي‬ ‫َما‬ ‫ِلَمْن‬ ‫ُقْل‬ : De ki: Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?
‫َو‬
‫ِۜهّٰلِل‬ ‫ُقْل‬ : “Allah’ındır” de.
‫َمَۜة‬ ‫ْح‬ ‫الَّر‬ ‫َنْفِسِه‬ ‫َعٰلى‬ ‫َكَت‬ : O merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı.
‫َب‬
‫ِة‬ ‫اْلِق‬ ‫ِم‬ ‫ى‬ ‫ِاٰل‬ ‫َّنُك‬
‫ْم‬ ‫َمَع‬ ‫َلَيْج‬: Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak.
‫َم‬ ‫ٰي‬
‫َيْو‬
‫يِۜه‬ ‫۪ف‬ ‫َرْي‬ ‫اَل‬ : Bunda hiç şüphe yok.
‫َب‬
‫َّل۪ذ‬
‫ِس‬
‫َاْنُفَسُهْم‬ ‫وا‬ ‫ُٓر‬ ‫َخ‬ ‫يَن‬ ‫َا‬ : Kendilerini ziyana uğratanlar var ya...
١٢ ﴿ ‫ُيْؤِمُنوَن‬ ‫اَل‬ ‫َفُهْم‬ ﴾: İşte onlar inanmazlar. (12)
De ki: “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O merhamet etmeyi kendine
gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini
ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar. (En’âm Sûresi; 12)
‫الَّنَهاِۜر‬ ‫ِل‬ ‫اَّل‬ ‫ِفي‬ ‫َسَكَن‬ ‫َما‬ ‫َلُه‬ : Gece ve gündüzde barınan her şey onundur.
‫َو‬ ‫ْي‬
‫َو‬
١٣ ﴿ ‫اْلَع۪ليُم‬ ‫يُع‬ ‫۪م‬ ‫الَّس‬ ‫ُهَو‬ ﴾ : O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (13)
‫َو‬
Gece ve gündüzde barınan her şey onundur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (En’âm Sûresi;
13)
‫اِهّٰلل‬ ‫َاَغ‬ ‫ُقْل‬: De ki: Allah’tan başkasını mı...
‫ْيَر‬
‫ا‬ ‫ِلًّي‬ ‫َاَّتِخُذ‬ : De ki: ... Dost edineceğim.
‫َو‬
‫ِض‬ ‫اَاْل‬ ‫اِت‬ ‫الَّس‬ ‫َفاِطِر‬ : Göklerin ve yerin yaratıcısı olan.
‫ْر‬ ‫َو‬ ‫َو‬ ‫ٰم‬
‫َعُۜم‬ ‫ُيْط‬ ‫اَل‬ ‫ِعُم‬ ‫ُيْط‬ ‫ُهَو‬ : Beslediği halde beslenmeye ihtiyacı olmayan.
‫َو‬
‫َو‬
20‫ُاِمْرُت‬ ‫ي‬ ‫ِآّ۪ن‬ ‫ُقْل‬ : De ki: De ki: Bana ... emredildi.
Ek-1
Ek
‫َلَم‬ ‫َاْس‬ ‫َمْن‬ ‫َل‬ ‫َاَّو‬ ‫َاُكوَن‬ ‫َاْن‬: (Allah’a) teslim olanların ilki olmam...
١٤ ﴿ ‫يَن‬ ‫ِر۪ك‬ ‫اْلُمْش‬ ‫ِمَن‬ ‫َتُكوَنَّن‬ ‫اَل‬ ﴾: Ve sakın Allah’a ortak koşanlardan olma (denildi). (14)
‫َو‬
De ki: “Göklerin ve yerin yaratıcısı olan, beslediği halde beslenmeye ihtiyacı olmayan Allah’tan
başkasını mı dost edineceğim.” De ki: “Bana, (Allah’a) teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın
Allah’a ortak koşanlardan olma (denildi).” (En’âm Sûresi; 14)
‫ِا‬
‫َاَخاُف‬ ‫ي‬ ‫ّ۪ٓن‬ ‫ُقْل‬: De ki: Ben gerçekten ... korkarım.
‫َرّ۪بي‬ ‫ُت‬ ‫َعَص‬ ‫ِاْن‬: Rabbime isyan edersem...
‫ْي‬
١٥ ﴿ ‫يٍم‬ ‫َع۪ظ‬ ‫َيْوٍم‬ ‫َعَذاَب‬ ﴾: Büyük bir günün (kıyamet gününün) azabından korkarım. (15)
De ki: “Ben Rabbime isyan edersem gerçekten, büyük bir günün (kıyamet gününün) azabından
korkarım.” (En’âm Sûresi; 15)
‫ِئٍذ‬
‫َيْوَم‬ ‫َعْنُه‬ ‫َرْف‬ ‫ُيْص‬ ‫َمْن‬: (O günün azabı) kimden savuşturulursa...
‫َرِحَمُۜه‬ ‫َفَقْد‬ : Gerçekten (Allah) ona acımıştır.
١٦ ﴿ ‫يُن‬ ‫اْلُم۪ب‬ ‫اْلَفْوُز‬ ‫ِلَك‬ ‫ٰذ‬ ﴾ : İşte bu apaçık kurtuluştur. (16)
‫َو‬
(O günün azabı) kimden savuşturulursa gerçekten (Allah) ona acımıştır. İşte bu apaçık kurtuluştur.
(En’âm Sûresi; 16)
‫ِا‬ : Şayet Allah sana bir zarar dokundursa.
‫ٍّر‬ ‫ِبُض‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َك‬
‫َيْمَسْس‬ ‫ْن‬ ‫َو‬
‫ُهَۜو‬ ‫ِااَّل‬ ‫َلُٓه‬ ‫َف‬ ‫َكاِش‬ ‫َفاَل‬ : Bunu O’ndan başka giderecek yoktur.
‫ِا‬ : Fakat sana bir hayır dokunduracak olsa (onu da kimse gideremez.)
‫ٍر‬ ‫ِبَخ‬ ‫َك‬
‫ْي‬
‫َيْمَسْس‬ ‫ْن‬ ‫َو‬
١٧ ﴿ ‫ي‬ ‫َق۪د‬ ‫ٍء‬ ‫َش‬ ‫ُكِّل‬ ‫َعٰلى‬ ‫َفُهَو‬ ﴾ : Bil ki O her şeye hakkıyla gücü yetendir. (17)
‫ْي‬
‫ٌر‬
Şayet Allah sana bir zarar dokundursa bunu O’ndan başka giderecek yoktur. Fakat sana bir hayır
dokunduracak olsa onu da kimse gideremez. Bil ki O her şeye hakkıyla gücü yetendir. (En’âm Sûresi;
17)
‫اِه‬ ‫اْل‬
: O, mutlak hakimiyet sahibidir.
‫ُر‬ ‫َق‬ ‫َوُهَو‬
‫اِد۪ۜه‬ ‫ِع‬ ‫َفْوَق‬ : Kullarının üstünde...
‫َب‬
١٨ ﴿ ‫ي‬ ‫اْلَخ۪ب‬ ‫يُم‬ ‫اْلَح۪ك‬ ‫ُهَو‬ ﴾ : O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır. (18)
‫َو‬
‫ُر‬
O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden)
hakkıyla haberdardır. (En’âm Sûresi; 18)
5. HÛD SÛRESİ (61 – 68)
‫اِلحًۢا‬ ‫َاَخاُهْم‬ ‫َثُموَد‬ ‫ى‬ ‫ِاٰل‬ : Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i peygamber gönderdik.
‫َو‬
‫َص‬
‫ِم‬
‫اَهّٰلل‬ ‫اْعُبُدوا‬ ‫َقْو‬ ‫َيا‬ ‫َقاَل‬: Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin.
21‫ُۜه‬ ‫َغ‬ ‫ٍه‬ ‫ِاٰل‬ ‫ِمْن‬ ‫َلُكْم‬ ‫َما‬ : Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yok.
‫ْيُر‬
‫ِض‬ ‫اَاْل‬ ‫ِم‬ ‫َاُك‬ ‫َاْن‬ : O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı.
‫ْر‬ ‫َن‬ ‫ْم‬ ‫َش‬ ‫ُهَو‬
‫يَها‬ ‫۪ف‬ ‫ُكْم‬ ‫َتْعَم‬ ‫اْس‬ : Ve sizi oranın imarında görevli kıldı.
‫َو‬
‫َر‬
‫ِف‬
‫ُروُه‬ ‫َفاْسَتْغ‬: Öyle ise ondan bağışlanma dileyin.
Ek-1
Ek
‫ِۜه‬ ‫ِاَل‬ ‫وا‬ ‫ُتوُٓب‬ ‫ُثَّم‬ : Sonra da ona tövbe edin.
‫ْي‬
‫ي‬ ‫۪ج‬ ‫َق۪ري‬ ‫َرّ۪بي‬ ‫ِاَّن‬ : Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap verendir. (61)
‫ٌب‬ ‫ُم‬ ‫ٌب‬
“Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i peygamber gönderdik. Dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk
edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yok. O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi oranın
imarında görevli (ve buna donanımlı) kıldı. Öyle ise ondan bağışlanma dileyin; sonra da ona tövbe
edin. Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap verendir.” (Hûd; 61)
‫ِل‬
‫ُح‬ ‫َصا‬ ‫َيا‬ ‫َقاُلوا‬ : “Onlar şöyle dediler: “Ey Salih!
‫۪ف‬
‫وًّا‬
‫َمْرُج‬ ‫يَنا‬ ‫ُكْنَت‬ ‫َقْد‬ : Sen, aramızda ümit beslenen bir kimseydin.
‫ا‬ ‫َٓذ‬ ‫ٰه‬ ‫َل‬ ‫َق‬: Bundan önce.
‫ْب‬
‫َنْعُبَد‬ ‫َاْن‬ ‫ا‬ ‫يَٓن‬ ‫َاَتْنٰه‬: Şimdi tapmamızı bize yasaklıyor musun?
‫اُ۬ؤَنا‬ ‫َٓب‬ ‫ٰا‬ ‫ُد‬ ‫َيْع‬ ‫َما‬: Babalarımızın taptıklarına...
‫ُب‬
‫َشٍّك‬ ‫َل۪في‬ ‫ا‬ ‫ِاَّن‬ : Şüphesiz, biz bir şüphe içindeyiz.
‫َن‬ ‫َو‬
‫ِه‬ ‫ِاَل‬ ‫وَٓنا‬ ‫ْد‬ ‫ا‬ ‫ِمَّم‬ : Senin bizi çağırdığın şeyden.
‫ُع‬ ‫َت‬
‫ْي‬
‫ُم۪ريٍب‬: Derin bir şüphe (içindeyiz.) (62)
“Onlar şöyle dediler: “Ey Salih! Bundan önce sen, aramızda ümit beslenen bir kimseydin. Şimdi
babalarımızın taptıklarına tapmamızı bize yasaklıyor musun? Şüphesiz, biz senin bizi çağırdığın
şeyden derin bir şüphe içindeyiz.”” (Hûd Sûresi; 62)
‫ِم‬ ‫َق‬ ‫ا‬ ‫َقاَل‬ : Salih dedi ki: Ey kavmim!
‫ْو‬ ‫َي‬
‫َاَرَاْيُتْم‬: Söyleyin bakayım...
‫ٍة‬ ‫ِّي‬ ‫ٰلى‬
‫ِا‬
‫َن‬ ‫َب‬ ‫َع‬ ‫ُكْنُت‬ ‫ْن‬ : Eğer ben apaçık bir delil üzerinde isem.
‫َرّ۪بي‬ ‫ِمْن‬: Rabbim tarafından.
‫َمًة‬ ‫َرْح‬ ‫ِمْنُه‬ ‫ي‬ ‫ي۪ن‬ ‫ٰت‬ ‫َوٰا‬ : Ve bana tarafından bir rahmet (peygamberlik) vermişse...
‫اِهّٰلل‬ ‫ِم‬ ‫۪ني‬
‫َن‬ ‫َيْنُصُر‬ ‫َفَمْن‬: Beni Allah’dan kim koruyabilir?
‫ِا‬
‫َعَصْيُتُه‬ ‫ْن‬ : Ona karşı geldiğim takdirde...
‫ي‬ ‫يُدوَن۪ن‬ ‫َت۪ز‬ ‫َفَما‬ : Demek ki bana ... katkınız olmaz.
٦٣ ﴿ ‫يٍر‬ ‫۪س‬ ‫َتْخ‬ ‫َغ‬ ﴾ : Zarara uğratmaktan başka. (63)
‫ْيَر‬
22Salih dedi ki: “Ey kavmim! Söyleyin bakayım, eğer ben Rabbim tarafından apaçık bir delil üzerinde
Ek-1
Ek
isem ve bana tarafından bir rahmet (peygamberlik) vermişse ona karşı geldiğim takdirde beni
Allah’dan kim koruyabilir? Demek ki zarara uğratmaktan başka bana katkınız olmaz.” (Hûd Sûresi;
63)
‫ِم‬ ‫َق‬ ‫ا‬ : “Ey kavmim!
‫ْو‬ ‫َوَي‬
‫َيًة‬ ‫ٰا‬ ‫َلُكْم‬ ‫اِهّٰلل‬ ‫َناَقُة‬ ‫ِذ۪ه‬ ‫ٰه‬: İşte size mucize olarak Allah’ın dişi bir devesi.
‫َفَذُروَها‬: Bırakın onu...
‫اِهّٰلل‬ ‫ِض‬ ‫َا‬ ‫ي‬ ‫۪ٓف‬ ‫ْأُكْل‬ : Allah’ın arzında yayılıp otlasın.
‫َت‬
‫ْر‬
‫وٍء‬ ‫ِب‬ ‫ا‬ ‫و‬
‫ُٓس‬ ‫َه‬ ‫َتَمُّس‬ ‫َواَل‬ : Ona kötülük dokundurmayın...
‫َق۪ري‬ ‫َذا‬ ‫َذُك‬ ‫ْأ‬ ‫َف‬ ﴾ : Yoksa sizi yakın bir azap yakalar. (64)
‫ٌب‬ ‫ٌب‬ ‫َع‬ ‫ْم‬ ‫ُخ‬ ‫َي‬
“Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah’ın dişi bir devesi. Bırakın onu, Allah’ın arzında yayılıp
otlasın. Ona kötülük dokundurmayın, yoksa sizi yakın bir azap yakalar.” (Hûd Sûresi; 64)
٦٤ ﴿
‫وَها‬ ‫َفَعَق‬: Derken onu kestiler.
‫ُر‬
‫َفَقاَل‬: Salih dedi ki: ...
‫اٍۜم‬ ‫َاَّي‬ ‫َثٰلَثَة‬ ‫َداِرُكْم‬ ‫ي‬ ‫۪ف‬ ‫َتَمَّتُعوا‬ : Yurdunuzda üç gün daha yaşayın. (Sonra helak olacaksınız.)
٦٥ ﴿ ‫ُذوٍب‬ ‫َمْك‬ ‫َغ‬ ‫ْعٌد‬ ‫ِلَك‬ ‫ٰذ‬ ﴾ : İşte bu, yalanlanamayacak bir tehdittir. (65)
‫َو‬
‫ْيُر‬
Derken onu kestiler. Salih dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yaşayın. (Sonra helak olacaksınız.) İşte
bu, yalanlanamayacak bir tehdittir.” (Hûd Sûresi; 65)
‫َنا‬ ‫َاْم‬ ‫اَء‬ ‫َٓج‬ ‫ا‬ ‫َفَلَّم‬: (Helâk) emrimiz geldiğinde...
‫ُر‬
‫َّل۪ذ‬
‫ِل‬
‫َمَعُه‬ ‫َمُنوا‬ ‫ٰا‬ ‫يَن‬ ‫َوا‬ ‫حًا‬ ‫َصا‬ ‫ْيَنا‬ ‫َنَّج‬: Salih’i ve beraberindeki iman etmiş olanları helaktan kurtardık.
‫ِمَّنا‬ ‫َمٍة‬ ‫ْح‬ ‫ِب‬: Tarafımızdan bir rahmetle...
‫َر‬
‫َيْوِمِئٍۜذ‬ ‫ْزِي‬ ‫ِخ‬ ‫ِمْن‬ : Ve o günün rezilliğinden (kurtardık).
‫َو‬
٦٦ ﴿ ‫يُز‬ ‫اْلَع۪ز‬ ‫اْلَقِوُّي‬ ‫ُهَو‬ ‫َرَّبَك‬ ‫ِاَّن‬ ﴾ : Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her şeye) galip gelendir. (66)
(Helâk) emrimiz geldiğinde Salih’i ve beraberindeki iman etmiş olanları tarafımızdan bir rahmetle
helaktan ve o günün rezilliğinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her şeye) galip gelendir.
(Hûd Sûresi; 66)
‫ْيَحُة‬ ‫الَّص‬ ‫َظَلُموا‬ ‫يَن‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫َوَاَخَذ‬: Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da...
٦٧ ﴿ ‫يَۙن‬ ‫َجاِث۪م‬ ‫ِدَياِرِهْم‬ ‫ي‬ ‫۪ف‬ ‫وا‬ ‫ُح‬ ‫َفَاْص‬ ﴾: Yurtlarında diz üstü çökekaldılar. (67)
‫َب‬
Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar. (Hûd Sûresi; 67)
23‫يَهۜا‬ ‫۪ف‬ ‫ا‬ ‫ْغَن‬ ‫َلْم‬ ‫َكَاْن‬ : Sanki orada hiç yaşamamışlardı.
‫ْو‬ ‫َي‬
Ek-1
Ek
‫ُهْۜم‬ ‫َرَّب‬ ‫وا‬ ‫َكَف‬ ‫َثُموَد۬ا‬ ‫ِاَّن‬ ‫َاآَل‬ : Biliniz ki Semûd kavmi Rablerini inkâr etti.
‫ُر‬
٦٨ ﴿ ‫ِلَثُموَ۟د‬ ‫ُبْعدًا‬ ‫َااَل‬ ﴾ : (Yine) biliniz ki Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştı. (68)
Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Biliniz ki Semûd kavmi Rablerini inkâr etti. (Yine) biliniz ki Semûd
kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştı. (Hûd Sûresi; 68)
6. KASAS SÛRESİ (61 – 70)
‫َحَسنًا‬ ‫َوْعدًا‬ ‫َوَعْدَناُه‬ ‫َاَفَمْن‬ : Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz...
‫۪قيِه‬ ‫اَل‬ ‫َف‬ : Ve o vaad edilen şeye kavuşacak olan kimse...
‫ُهَو‬
‫َمَّتْعَناُه‬ ‫َكَمْن‬ : ... Yararlandırdığımız kimse gibi midir?
‫ا‬ ‫ْن‬ ‫الُّد‬ ‫وِة‬ ‫اْلَحٰي‬ ‫َمَتاَع‬ : Dünya hayatının geçimliklerinden.
‫َي‬
‫ِة‬ ‫اْلِق‬ ْ ‫و‬
‫َم‬ ‫ٰي‬ ‫َم‬ ‫َي‬ ‫ُهَو‬ ‫ُثَّم‬ : Sonra da o kıyamet günü...
٦١ ﴿ ‫َض۪ريَن‬ ‫اْلُمْح‬ ‫ِمَن‬ ﴾: (Hesaba çekilmek için) huzura getirilecek (kimse gibi midir?) (61)
Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve o vaad edilen şeye kavuşacak olan kimse, dünya
hayatının geçimliklerinden yararlandırdığımız, sonra da kıyamet günü (hesaba çekilmek için) huzura
getirilecek kimse gibi midir? (Kasas Sûresi; 61)
‫۪د‬
‫يِهْم‬ ‫ُيَنا‬ ‫َوَيْوَم‬: O gün Allah onları çağırarak: ...
‫َفَيُقوُل‬: Diyecektir.
‫ِء‬ ‫َٓك‬
‫َي‬ ‫ا‬ ‫ُشَر‬ ‫َاْيَن‬: Hani benim, ortaklarım nerede?
٦٢ ﴿ ‫َتْزُعُموَن‬ ‫ُكْنُتْم‬ ‫يَن‬ ‫اَّل۪ذ‬ ﴾: Var olduğunu iddia ettiğiniz.
O gün Allah onları çağırarak: “Hani benim, var olduğunu iddia ettiğiniz ortaklarım nerede?”
diyecektir. (Kasas Sûresi; 62)
‫اْلَقْوُل‬ ‫َعَلْيِهُم‬ ‫َحَّق‬ ‫يَن‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫َقاَل‬: Haklarında azap hükmü gerçekleşenler diyeceklerdir...
‫ۚا‬ ‫َا‬ ‫ي‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫ِء‬ ‫ُ۬ؤآَل‬ ‫ٰٓه‬ ‫ا‬ ‫َّب‬ : Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır.
‫َوْيَن‬ ‫ْغ‬ ‫َن‬
‫َن‬ ‫َر‬
‫ۚا‬
‫َغَوْيَن‬ ‫َكَما‬ ‫َوْيَناُهْم‬ ‫َاْغ‬ : Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık.
‫َۘك‬ ‫ِاَل‬ ‫ْأَٓنا‬ : Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana döndük.
‫َتَبَّر‬
‫ْي‬
٦٣ ﴿ ‫ُدوَن‬ ‫َيْع‬ ‫اَنا‬ ‫ِاَّي‬ ‫َكآُنوا‬ ‫َما‬ ﴾ : Zaten (gerçekte) onlar bize tapmıyorlardı. (63)
‫ُب‬
Haklarında azap hükmü gerçekleşenler, “Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır.
Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana döndük. Zaten
(gerçekte) onlar bize tapmıyorlardı” diyeceklerdir. (Kasas Sûresi; 63)
‫۪ق‬
‫َٓك‬
‫اَءُكْم‬ ‫ُشَر‬ ‫اْدُعوا‬ ‫يَل‬ ‫َو‬: Onlara, “Haydi ortaklarınızı çağırın!” denir.
24‫َفَدَعْوُهْم‬: Onlar da çağırırlar.
Ek-1
Ek
‫۪ج‬
‫َلُهْم‬ ‫يُبوا‬ ‫َت‬ ‫َيْس‬ ‫َفَلْم‬: Fakat ortakları onlara cevap veremez.
‫َذاَۚب‬ ‫اْل‬ ‫ا‬ ‫َا‬ : Azabı görürler.
‫َع‬ ‫ُو‬ ‫َوَر‬
٦٤ ﴿ ‫َيْهَتُدوَن‬ ‫َكاُنوا‬ ‫َاَّنُهْم‬ ‫َلْو‬ ﴾: Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola gelselerdi. (64)
Onlara, “Haydi ortaklarınızı çağırın!” denir. Onlar da çağırırlar fakat ortakları onlara cevap
veremez. Azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola gelselerdi. (Kasas Sûresi; 64)
‫۪د‬
‫يِهْم‬ ‫ُيَنا‬ ‫َوَيْوَم‬: O gün Allah onları çağırarak: ...
‫َفَيُقوُل‬: Diyecektir.
٦٥ ﴿ ‫َس۪ليَن‬ ‫اْلُم‬ ‫ُتُم‬ ‫َاَج‬ ‫ا‬ ‫َمآَذ‬ ﴾: Peygamberlere ne cevap verdiniz? (65)
‫ْب‬
‫ْر‬
O gün Allah onları çağırarak: Peygamberlere ne cevap verdiniz? diyecektir. (Kasas Sûresi; 65)
‫ِم‬
‫اُء‬ ‫اَاْلْنـَٓب‬ ‫َعَلْيِهُم‬ ‫َيْت‬ ‫َفَع‬: Onlara karşı bütün haberler kapanmıştır.
‫ِئٍذ‬ : O gün.
‫َيْوَم‬
٦٦ ﴿ ‫اَءُلوَن‬ ‫َيَتَٓس‬ ‫اَل‬ ‫َفُهْم‬ ﴾ : Artık birbirlerine de soramazlar. (66)
O gün onlara karşı bütün haberler kapanmıştır. Artık birbirlerine de soramazlar. (Kasas Sûresi; 66)
‫ٰا‬
‫َمَن‬ ‫َو‬ ‫َتاَب‬ ‫َمْن‬ ‫ا‬ ‫َفَاَّم‬: Ama tövbe edip iman eden.
‫َصاِلحًا‬ ‫َوَعِمَل‬ : Ve salih amel işleyen kimsenin...
٦٧ ﴿ ‫يَن‬ ‫اْلُمْفِل۪ح‬ ‫ِمَن‬ ‫َيُكوَن‬ ‫َاْن‬ ‫ى‬ ‫َفَعٰٓس‬ ﴾ : Kurtuluşa erenlerden olması umulur. (67)
Ama tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen kimsenin kurtuluşa erenlerden olması umulur.
(Kasas Sûresi; 67)
‫َك‬ ‫َوَرُّب‬: Rabbin...
‫اُء‬ ‫َيَٓش‬ ‫َما‬ ‫ُلُق‬ ‫َيْخ‬: Dilediğini yaratır.
‫َتاُۜر‬ ‫َيْخ‬ : Ve seçer.
‫َو‬
‫ُۜة‬ ‫اْلِخ‬ ‫َلُهُم‬ ‫َكاَن‬ ‫َما‬ : Onların ise seçim hakkı yoktur.
‫َيَر‬
٦٨ ﴿ ‫ِرُكوَن‬ ‫ُيْش‬ ‫ا‬ ‫َعَّم‬ ‫ى‬ ‫َتَعاٰل‬ ‫اِهّٰلل‬ ‫َحاَن‬ ‫ُس‬ ﴾ : Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir. (68)
‫َو‬
‫ْب‬
Rabbin dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak
koştuklarından uzaktır ve yücedir. (Kasas Sûresi; 68)
‫َك‬ ‫َوَرُّب‬ : Rabbin...
‫َيْعَلُم‬ : Bilir.
‫ِك‬
‫ُصُدوُرُهْم‬ ‫ُّن‬ ‫ُت‬ ‫َما‬ : Onların sinelerinin gizlediğini de...
25٦٩ ﴿ ‫ُيْعِلُنوَن‬ ‫َما‬ ﴾: Açığa vurduklarını da bilir. (69)
‫َو‬
Rabbin, onların sinelerinin gizlediğini de açığa vurduklarını da bilir. (Kasas Sûresi; 69)
Ek-1
Ek
‫اُهّٰلل‬ ‫َوُهَو‬: O, Allah’tır.
‫ُهَۜو‬ ‫ِااَّل‬ ‫َه‬ ‫ِاٰل‬ ‫آَل‬ : O’ndan başka hiçbir ilah yoktur.
‫ِۘة‬ ‫اٰاْلِخ‬ ‫ى‬ ‫اُاْل۫وٰل‬ ‫ِفي‬ ‫اْلَحْمُد‬ ‫َلُه‬: Dünyada da ahirette de hamd O’na mahsustur.
‫َو‬
‫َر‬
‫ُم‬ ‫اْلُحْك‬ ‫َوَلُه‬: Hüküm yalnızca O’nundur.
٧٠ ﴿ ‫َجُعوَن‬ ‫ُت‬ ‫ِه‬ ‫ِاَل‬ ﴾ : Kesinlikle O’na döndürüleceksiniz. (70)
‫ْر‬ ‫ْي‬ ‫َو‬
O, Allah’tır. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Dünyada da ahirette de hamd O’na mahsustur. Hüküm
yalnızca O’nundur. Kesinlikle O’na döndürüleceksiniz. (Kasas Sûresi; 70)
١ ﴿  ۠ ‫ٓم‬ ‫آل‬ ﴾
7. ANKEBÛT SÛRESİ (1 – 10)
‫وا‬ ‫ُٓك‬ ‫ُيْت‬ ‫َاْن‬ ‫الَّناُس‬ ‫َاَحِس‬: İnsanlar, bırakılacaklarını mı zannederler.
‫َب‬
‫َر‬
‫َمَّنا‬ ‫ٰا‬ ‫وا‬ ‫َيُقوُٓل‬ ‫َاْن‬ : “İnandık” demekle...
٢ ﴿ ‫ُيْفَتُنوَن‬ ‫اَل‬ ‫ُهْم‬ ﴾ : İmtihan edilmeden...(2)
‫َو‬
İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler. (Ankebût Sûresi;
2)
‫ِل‬ ‫ِم‬ ‫َّل۪ذ‬
‫ِهْم‬ ‫َقْب‬ ‫ْن‬ ‫يَن‬ ‫ا‬ ‫َفَتَّنا‬ ‫َوَلَقْد‬: Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik.
‫َدُقوا‬ ‫يَن‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫ْعَلَمَّن‬ ‫َفَل‬: Allah doğru söyleyenleri de mutlaka bilir...
‫َص‬
‫َي‬
٣ ﴿ ‫اْلَكاِذ۪بيَن‬ ‫ْعَلَمَّن‬ ‫َل‬ ﴾: Yalancıları da mutlaka bilir. (3)
‫َي‬ ‫َو‬
Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah doğru söyleyenleri de mutlaka bilir,
yalancıları da mutlaka bilir. (Ankebût Sûresi; 3)
‫َّل۪ذ‬
‫اِت‬ ‫ِّي‬ ‫الَّس‬ ‫ُلوَن‬
‫ِس‬
‫َٔـ‬
‫َيْعَم‬ ‫يَن‬ ‫ا‬ ‫َب‬ ‫َح‬ ‫َاْم‬: Yoksa kötülük yapanlar ... mı sandılar.
‫ِبُقوَنۜا‬ ‫َاْن‬ : Bizden kaçıp kurtulacaklarını...
‫َيْس‬
٤ ﴿ ‫ُكُموَن‬ ‫َيْح‬ ‫َما‬ ‫اَء‬ ‫َٓس‬ ﴾ : Ne kötü hükmediyorlar! (4)
Yoksa kötülük yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne kötü hükmediyorlar!
(Ankebût Sûresi; 4)
‫وا‬ ‫ُج‬ ‫َي‬ ‫َكاَن‬ ‫َمْن‬: Her kim umarsa.
‫ْر‬
‫اِهّٰلل‬ ‫ا‬ ‫ِلَٓق‬ : Allah’a kavuşmayı...
‫َء‬
‫ٰاَلٍۜت‬ ‫اِهّٰلل‬ ‫َاَجَل‬ ‫َفِاَّن‬ : Bilsin ki Allah’ın tayin ettiği o vakit elbette gelecektir.
٥ ﴿ ‫اْلَع۪ليُم‬ ‫يُع‬ ‫۪م‬ ‫الَّس‬ ‫ُهَو‬ ﴾ : O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (5)
‫َو‬
Her kim Allah’a kavuşmayı umarsa, bilsin ki Allah’ın tayin ettiği o vakit elbette gelecektir. O
26hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (Ankebût Sûresi; 5)
Ek-1
Ek
‫َجاَهَد‬ ‫َوَمْن‬ : Her kim cihad ederse...
‫ِلَنْفِس۪ۜه‬ ‫ُيَجاِهُد‬ ‫َفِاَّنَما‬ : Ancak kendisi için cihad etmiş olur.
٦ ﴿ ‫يَن‬ ‫اْلَعاَل۪م‬ ‫َعِن‬ ‫َلَغِنٌّي‬ ‫اَهّٰلل‬ ‫ِاَّن‬ ﴾ : Şüphesiz Allah âlemlere muhtaç değildir. (6)
Her kim cihad ederse, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah âlemlere muhtaç değildir.
(Ankebût Sûresi; 6)
‫اِت‬ ‫اِل‬ ‫الَّص‬ ‫ِمُلوا‬ ‫وا‬ ‫ٰا‬ ‫ي‬ ‫اَّل۪ذ‬ : İman edip salih amel işleyenlerin...
‫َوَع‬ ‫َمُن‬ ‫َن‬
‫َح‬
‫َو‬
‫َّن‬ ‫ِّف‬
‫ِت‬
‫ِهْم‬ ‫َسِّئَـا‬ ‫َعْنُهْم‬ ‫َر‬ ‫َلُنَك‬: Kötülüklerini elbette örteceğiz.
‫ِزَيَّنُهْم‬ ‫َوَلَنْج‬: Onları mükafatlandıracağız.
٧ ﴿ ‫َيْعَمُلوَن‬ ‫َكاُنوا‬ ‫ي‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫َن‬ ‫َاْح‬ ﴾: İşlediklerinin daha güzeliyle... (7)
‫َس‬
İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz. Onları işlediklerinin daha güzeliyle
mükafatlandıracağız. (Ankebût Sûresi; 7)
‫اِاْلْنَساَن‬ ‫ْيَنا‬ ‫َوَوَّص‬ : Biz insana emrettik...
‫نًۜا‬ ‫ُح‬ ‫ِبَواِلَدْيِه‬ : Ana-babasına iyilik etmesini.
‫ْس‬
‫َجاَهَداَك‬ ‫ِاْن‬ : Şâyet onlar seni zorlarlarsa...
‫َو‬
‫۪بي‬ ‫ِرَك‬ ‫ِلُتْش‬: Bana ortak koşman için...
‫ِعْل‬ ‫ِب۪ه‬ ‫َلَك‬
‫َل‬ ‫ا‬ : Hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi...
‫ْيَس‬ ‫َم‬
‫ٌم‬
‫ۜا‬ ‫ُتِطْعُه‬ ‫َفاَل‬ : Bu takdirde onlara itaat etme.
‫َم‬
‫ِا‬
‫ِج‬
‫ُعُكْم‬ ‫َمْر‬ ‫َلَّي‬ : Dönüşünüz ancak bana olacaktır.
٨ ﴿ ‫َتْعَمُلوَن‬ ‫ُكْنُتْم‬ ‫ِبَما‬ ‫َفُاَنِّبُئُكْم‬ ﴾ : Ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim. (8)
Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Şâyet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan
şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak bana
olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim. (Ankebût Sûresi; 8)
‫اِت‬ ‫اِل‬ ‫الَّص‬ ‫ِمُلوا‬ ‫وا‬ ‫ٰا‬ ‫ي‬ ‫اَّل۪ذ‬ : İman edip de salih amel işleyenler var ya...
‫َوَع‬ ‫َمُن‬ ‫َن‬
‫َح‬
‫َو‬
٩ ﴿ ‫يَن‬ ‫اِل۪ح‬ ‫الَّص‬ ‫ِفي‬ ‫َلَّنُهْم‬ ‫ِخ‬ ‫َلُنْد‬ ﴾ : Biz onları mutlaka salihler (iyiler) arasına sokacağız. (9)
İman edip de salih amel işleyenler var ya, biz onları mutlaka salihler (iyiler) arasına sokacağız.
(Ankebût Sûresi; 9)
‫َمْن‬
‫الَّناِس‬ ‫ِم‬ : İnsanlardan öyleleri vardır ki...
‫َن‬ ‫َو‬
‫ِباِهّٰلل‬ ‫َّنا‬ ‫ٰا‬ ‫ُقوُل‬ : “Allah’a inandık” derler.
‫َم‬
‫َي‬
‫اِهّٰلل‬ ‫ِفي‬ ‫ُا۫وِذ‬ ‫ا‬ ‫َفِآَذ‬: Ama Allah uğrunda bir ezaya uğratılınca...
‫َي‬
27‫َجَعَل‬: Tutar...
‫الَّناِس‬ ‫َة‬ ‫ِف‬: İnsanlardan gördükleri baskı ve işkenceyi...
‫ْتَن‬
Ek-1
Ek
‫اِۜهّٰلل‬ ‫َكَعَذاِب‬ : Allah’ın azabı gibi.
‫َرِّبَك‬ ‫ِمْن‬ ‫َنْص‬ ‫اَء‬ ‫َٓج‬ ‫َوَلِئْن‬ : Andolsun, Rabbinden bir yardım gelecek olsa.
‫ٌر‬
‫َمَعُكْۜم‬ ‫ُكَّنا‬ ‫ِاَّنا‬ ‫ُقوُلَّن‬ ‫َل‬ : Mutlaka, “Biz de sizinle beraberdik” derler.
‫َي‬
‫ِبَاْعَلَم‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َاَوَلْيَس‬ : Allah, en iyi bilen değil midir?
١٠ ﴿ ‫يَن‬ ‫اْلَعاَل۪م‬ ‫ُدوِر‬ ‫ي‬ ‫۪ف‬ ‫ِبَما‬ ﴾ : Herkesin kalbinde olanı.
‫ُص‬
İnsanlardan öyleleri vardır ki, “Allah’a inandık” derler. Ama Allah uğrunda bir ezaya uğratılınca
insanlardan gördükleri baskı ve işkenceyi Allah'ın azabı gibi tutar. Andolsun, Rabbinden bir yardım
gelecek olsa mutlaka, “Biz de sizinle beraberdik” derler. Allah, herkesin kalbinde olanı en iyi bilen
değil midir? (Ankebût Sûresi; 10)
8. SECDE SÛRESİ (1 – 11)
١ ﴿ ‫ـ۠ٓم‬ ‫آل‬ ﴾
‫َتاِب‬ ‫اْلِك‬ ‫يُل‬ ‫َتْن۪ز‬: Bu Kitab’ın indirilişi...
‫يِه‬ ‫۪ف‬
: Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan.
‫َرْيَب‬ ‫اَل‬
٢ ﴿ ‫يَۜن‬ ‫اْلَعاَل۪م‬ ‫َرِّب‬ ‫ِمْن‬ ﴾ : Âlemlerin Rabbi tarafındandır. (2)
Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitab’ın indirilişi, âlemlerin Rabbi tarafındandır. (Secde
Sûresi; 2)
‫يُۚه‬ ‫اْف‬ ‫ُقوُلوَن‬ ‫َا‬ : Yoksa “Onu Muhammed uydurdu” mu diyorlar?
‫َي‬ ‫ْم‬
‫َتٰر‬
‫َرِّبَك‬ ‫ِمْن‬ ‫اْلَحُّق‬ ‫ُهَو‬ ‫َبْل‬ : Hayır o, Rabbin tarafından indirilmiş gerçektir.
‫َقْومًا‬ ‫ِلُتْنِذَر‬ : Bir kavmi uyarman için...
‫َقْبِلَك‬ ‫ِمْن‬ ‫يٍر‬ ‫َن۪ذ‬ ‫ِمْن‬ ‫يُهْم‬ ‫َاٰت‬ ‫ا‬ ‫َٓم‬ : Kendilerine senden önce hiçbir uyarıcı gelmemiş olan...
٣ ﴿ ‫َيْهَتُدوَن‬ ‫َلَعَّلُهْم‬ ﴾: Doğru yolu bulsunlar diye. (3)
Yoksa “Onu Muhammed uydurdu” mu diyorlar? Hayır o, kendilerine senden önce hiçbir uyarıcı
gelmemiş olan bir kavmi uyarman için, doğru yolu bulsunlar diye Rabbin tarafından indirilmiş
gerçektir. (Secde Sûresi; 3)
‫َّل۪ذ‬
‫ِت‬
‫َواَاْلْرَض‬ ‫َوا‬ ‫ٰم‬ ‫الَّس‬ ‫َخَلَق‬ ‫ي‬ ‫ا‬ ‫َاُهّٰلل‬: Allah, gökleri ve yeri yaratan...
‫َنُهَما‬ ‫َما‬ : İkisi arasındakileri...
‫َبْي‬ ‫َو‬
‫اٍم‬ ‫َاَّي‬ ‫َّتِة‬ ‫ِس‬ ‫ي‬ ‫۪ف‬: Altı gün içinde (altı evrede)...
‫ِۜش‬ ‫اْلَع‬ ‫َعَلى‬ ‫ى‬ ‫َتٰو‬ ‫اْس‬ ‫ُثَّم‬ : Sonra da Arş’a kurulandır.
‫ْر‬
‫َوِلٍّي‬ ‫ِمْن‬ ‫ُدوِن۪ه‬ ‫ِمْن‬ ‫َلُكْم‬ ‫َما‬ : Sizin için ondan başka hiçbir dost yoktur.
28‫َش۪فيٍۜع‬ ‫اَل‬ : Ve hiçbir şefaatçi yoktur.
‫َو‬
Ek-1
Ek
٤ ﴿ ‫وَن‬ ‫َتَتَذَّك‬ ‫َاَفاَل‬ ﴾ : Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (4)
‫ُر‬
Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a
kurulandır. Sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak
mısınız? (Secde Sûresi; 4)
‫ا‬ ‫ِّب‬ : Bütün işleri Allah yürütür.
‫َر‬ ‫َاْلْم‬ ‫ُر‬ ‫ُيَد‬
‫ِض‬ ‫اَاْل‬ ‫ِاَلى‬ ‫اِء‬ ‫َٓم‬ ‫الَّس‬ ‫ِم‬: Gökten yere kadar.
‫ْر‬
‫َن‬
‫ِه‬ ‫ِاَل‬
: Sonra bu işler ona yükselir.
‫ْي‬ ‫َيْعُرُج‬ ‫ُثَّم‬
‫ٍم‬ ‫ي‬ ‫۪ف‬ : Bir günde...
‫َيْو‬
‫ٍة‬
‫ِم‬
‫َسَن‬ ‫َاْلَف‬ ‫َداُرُٓه‬ ‫ْق‬ ‫َكاَن‬: Süresi bin yıl olan.
٥ ﴿ ‫وَن‬ ‫َتُعُّد‬ ‫ا‬ ‫ِمَّم‬ ﴾: Sizin hesabınızla. (5)
Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir
günde ona yükselir. (Secde Sûresi; 5)
‫اْلَغْيِب‬ ‫َعاِلُم‬ ‫ِلَك‬ ‫ٰذ‬: İşte Allah gaybı da bilendir...
‫ِة‬ ‫ا‬ ‫الَّش‬ : Görünen âlemi de bilendir.
‫َد‬ ‫َه‬ ‫َو‬
٦ ﴿ ‫يُۙم‬ ‫۪ح‬ ‫الَّر‬ ‫يُز‬ ‫اْلَع۪ز‬ ﴾ : Mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. (6)
İşte Allah gaybı da görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. (Secde Sûresi;
6)
‫۪ٓذ‬ ‫َّل‬
‫َسَن‬ ‫َاْح‬ ‫ي‬ ‫ـ‬ ‫َا‬: O ki, güzel yaptı.
‫ٍء‬
‫َخَلَقُه‬ ‫َشْي‬ ‫ُكَّل‬: Yarattığı her şeyi.
‫َوَبَدَا‬: Başladı.
‫اِن‬ ‫اِاْلْن‬ ‫َخْل‬: İnsanı yaratmaya...
‫َق‬
‫َس‬
٧ ﴿ ‫يٍۚن‬ ‫۪ط‬ ‫ِمْن‬ ﴾: Çamurdan. (7)
O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı. (Secde Sûresi; 7)
‫َلُه‬ ‫َنْس‬ ‫َجَعَل‬ ‫ُثَّم‬: Sonra onun neslini yarattı.
‫َلٍة‬
‫ُساَل‬ ‫ِمْن‬: Bir öz sudan.
٨ ﴿ ‫يٍۚن‬ ‫َم۪ه‬ ‫اٍء‬ ‫َٓم‬ ‫ِمْن‬ ﴾: Değersiz bir sudan. (8)
Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı. (Secde Sûresi; 8)
‫يُه‬ ‫َسّٰو‬ ‫ُثَّم‬: Sonra onu şekillendirip...
29‫وِح۪ه‬ ‫ِم‬ ‫يِه‬ ‫۪ف‬
‫َوَنَفَخ‬: Ona ruhundan üfledi.
‫ُر‬ ‫ْن‬
Ek-1
Ek
‫اَاْلْفِٔـَدَۜة‬ ‫اَاْلْبَصاَر‬ ‫ْمَع‬ ‫الَّس‬ ‫َلُكُم‬ ‫َجَعَل‬ : Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı.
‫َو‬
‫َو‬
‫َو‬
٩ ﴿ ‫وَن‬ ‫ُك‬ ‫َتْش‬ ‫َما‬ ‫َق۪ليًال‬ ﴾ : Ne kadar az şükrediyorsunuz! (9)
‫ُر‬
Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne
kadar az şükrediyorsunuz! (Secde Sûresi; 9)
‫وا‬ ‫َقآُل‬ : (Kâfirler) dediler ki: ...
‫َو‬
‫ِض‬ ‫اَاْل‬ ‫ِفي‬ ‫ا‬ ‫َلْل‬ ‫ِاَذا‬ : Biz toprakta yok olduktan sonra mı...
‫َن‬ ‫َض‬ ‫َء‬
‫ْر‬
‫يٍۜد‬ ‫۪د‬ ‫َج‬ ‫َخْلٍق‬ ‫َل۪في‬ ‫َءِاَّنا‬ : Biz mi yeniden yaratılacakmışız?
١٠ ﴿ ‫وَن‬ ‫َكاِف‬ ‫َرِّبِهْم‬ ‫اِء‬ ‫ِبِلَٓق‬ ‫ُهْم‬ ‫َبْل‬ ﴾ : Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkar etmektedirler. (10)
‫ُر‬
(Kâfirler dediler ki:) Biz toprakta yok olduktan sonra mı, biz mi yeniden yaratılacakmışız? Hayır,
onlar Rablerine kavuşmayı inkar etmektedirler. (Secde Sûresi; 10)
‫ّٰف‬
‫يُكْم‬ ‫َيَتَو‬ ‫ُقْل‬: De ki: Canınızı alacak...
‫ِت‬ ‫اْل‬ ‫َلُك‬ : Ölüm meleği.
‫َم‬
‫َمْو‬
‫ِّك‬
‫َّل۪ذ‬
‫ِبُكْم‬ ‫َل‬ ‫ُو‬ ‫ي‬ ‫ا‬ : Sizin için görevlendirilen.
١١ ﴿ ‫َجُعوَ۟ن‬ ‫ُت‬ ‫َرِّبُكْم‬ ‫ى‬ ‫ِاٰل‬ ‫ُثَّم‬ ﴾: Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz. (11)
‫ْر‬
De ki: “Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”
(Secde Sûresi; 11)
9. MÜ’MİN SÛRESİ (21 – 27)
‫وا‬ ‫ْنُظ‬ ‫َف‬ ‫اَاْلْرِض‬ ‫ِفي‬ ‫وا‬ ‫ي‬ ‫َي۪س‬ ‫َلْم‬ ‫َا‬ : Onlar yeryüzünde dolaşıp bakmadılar mı?
‫َو‬
‫ُر‬ ‫َي‬
‫ُر‬
‫َكاَن‬ ‫َكْيَف‬: Nasıl olduğuna...
‫ِلِهْۜم‬ ‫َق‬ ‫ِمْن‬ ‫َكاُنوا‬ ‫يَن‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫ُة‬ ‫َعاِق‬ : Kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin.
‫ْب‬
‫َب‬
‫ِم‬
‫ًة‬ ‫ُقَّو‬ ‫ْنُهْم‬ ‫َاَشَّد‬ ‫ُهْم‬ ‫َكاُنوا‬ : Onlar, kendilerinden daha güçlü idi.
‫ِض‬ ‫اَاْل‬ ‫ِفي‬ ‫َثارًا‬ ‫ٰا‬ : Ve yeryüzündeki eserleri daha üstündü.
‫ْر‬
‫َو‬
‫ِبُذُنوِبِهْم‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َفَاَخَذُهُم‬ : Böyle iken Allah, günahları sebebiyle onları yakaladı.
٢١ ﴿ ‫اٍق‬ ‫ِمْن‬ ‫اِهّٰلل‬ ‫ِمَن‬ ‫َلُهْم‬ ‫َكاَن‬ ‫َما‬ ﴾ : Onları Allah’ın azabından koruyacak hiç kimse olmadı. (21)
‫َو‬
‫َو‬
Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı?
Onlar, kendilerinden daha güçlü ve yeryüzündeki eserleri daha üstündü. Böyle iken Allah, günahları
sebebiyle onları yakaladı. Onları Allah’ın azabından koruyacak hiç kimse olmadı. (Mü’min Sûresi;
21)
‫ِلَك‬ ‫ٰذ‬: Bunun sebebi şu idi: ...
30‫ْأ۪ت‬
‫اِت‬ ‫ِّي‬ ‫ِباْل‬ ‫ُل‬
‫َن‬ ‫َب‬ ‫ُهْم‬ ‫ُرُس‬ ‫يِهْم‬ ‫َت‬ ‫َكاَنْت‬ ‫ِبَاَّنُهْم‬: Peygamberleri onlara apaçık mucizeler getiriyorlardı da...
Ek-1
Ek
‫وا‬ ‫َفَكَف‬: Onlar inkar ediyorlardı.
‫ُر‬
‫اُۜهّٰلل‬ ‫َفَاَخَذُهُم‬ : Bu yüzden Allah da onları yakalayıverdi.
٢٢ ﴿ ‫اْلِعَقاِب‬ ‫يُد‬ ‫َش۪د‬ ‫َقِوٌّي‬ ‫ِاَّنُه‬ ﴾ : Şüphesiz O güçlüdür, cezası da çok şiddetlidir. (22)
Bunun sebebi şu idi: Peygamberleri onlara apaçık mucizeler getiriyorlardı da onlar inkar ediyorlardı.
Bu yüzden Allah da onları yakalayıverdi. Şüphesiz O güçlüdür, cezası da çok şiddetlidir. (Mü’min
Sûresi; 22)
‫ى‬ ‫ُموٰس‬ ‫َاْرَسْلَنا‬ ‫َلَقْد‬ : Andolsun ki biz Mûsâ’yı gönderdik.
‫َو‬
‫ِبٰاَياِتَنا‬: Mucizelerimizle.
٢٣ ﴿ ‫يٍۙن‬ ‫ُم۪ب‬ ‫َوُسْلَطاٍن‬ ﴾: Ve apaçık bir delille. (23)
Andolsun ki biz Mûsâ’yı mucizelerimizle ve apaçık bir delille gönderdik. (Mü’min Sûresi; 23)
‫َوَقاُروَن‬ ‫َوَهاَماَن‬ ‫ِفْرَعْوَن‬ ‫ى‬ ‫ِاٰل‬: Firavun’a, Hâmân’a ve Kârûn’a (gönderdik).
‫ا‬ ‫َّذ‬ ‫اِح‬ ‫َفَقاُلوا‬ ﴾: Onlar ise; “Bu çok yalancı bir sihirbazdır” dediler. (24)
‫ٌب‬ ‫َك‬ ‫ٌر‬ ‫َس‬
Firavun’a, Hâmân’a ve Kârûn’a (gönderdik). Onlar ise; “Bu çok yalancı bir sihirbazdır” dediler.
(Mü’min Sûresi; 24)
٢٤ ﴿
‫ِعْنِدَنا‬ ‫ِمْن‬ ‫ِباْلَحِّق‬ ‫اَءُهْم‬ ‫َٓج‬ ‫ا‬ ‫َفَلَّم‬: Mûsâ onlara tarafımızdan gerçeği getirince...
‫اْقُتُٓلوا‬ ‫َقاُلوا‬: Öldürün dediler.
‫َّل۪ذ‬
‫َمَعُه‬ ‫َمُنوا‬ ‫ٰا‬ ‫يَن‬ ‫ا‬ ‫َاْبَٓناَء‬: Onunla beraber iman edenlerin oğullarını.
‫اَءُهْۜم‬ ‫ِنَٓس‬ ‫وا‬ ‫َتْح‬ ‫اْس‬ : Kadınlarını sağ bırakın.
‫َو‬
‫ُي‬
٢٥ ﴿ ‫ٍل‬ ‫َضاَل‬ ‫ي‬ ‫۪ف‬ ‫ِااَّل‬ ‫اْلَكاِف۪ريَن‬ ‫ُد‬ ‫َك‬ ‫َما‬ ﴾ : Fakat kâfirlerin tuzağı hep boşa çıkmıştır. (25)
‫ْي‬ ‫َو‬
Mûsâ onlara tarafımızdan gerçeği getirince, “Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün,
kadınlarını sağ bırakın” dediler. Fakat kâfirlerin tuzağı hep boşa çıkmıştır. (Mü’min Sûresi; 25)
‫ِفْرَعْوُن‬ ‫َوَقاَل‬: Firavun dedi ki:
‫ى‬ ‫ُموٰس‬ ‫َاْقُتْل‬ ‫ي‬ ‫َذُرو۪ٓن‬: Bırakın beni Mûsâ’yı öldüreyim.
‫ُۚه‬ ‫َّب‬
‫َر‬ ‫َوْلَيْدُع‬ : (Faydası olacaksa) Rabbini yardıma çağırsın!
‫ِا‬
‫َاَخاُف‬ ‫ي‬ ‫ّ۪ٓن‬ : Çünkü ben korkuyorum...
‫۪د‬ ‫ِّد‬
‫يَنُكْم‬ ‫َل‬ ‫ُيَب‬ ‫َاْن‬: Onun, dininizi değiştireceğinden...
٢٦ ﴿ ‫اَد‬ ‫اْلَف‬ ‫اَاْلْرِض‬ ‫ِفي‬ ‫ُيْظِه‬ ‫َاْن‬ ‫َاْو‬ ﴾: Yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından. (26)
‫َس‬
‫َر‬
Firavun dedi ki: “Bırakın beni Mûsâ’yı öldüreyim. (Faydası olacaksa) Rabbini yardıma çağırsın!
Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından
korkuyorum.” (Mü’min Sûresi; 26)
31Ek-1
Ek
‫ى‬ ‫ُموٰٓس‬ ‫َقاَل‬ : Mûsâ da dedi ki...
‫َو‬
‫ِاّ۪ن‬
‫َوَرِّبُكْم‬ ‫ِبَرّ۪بي‬ ‫ُت‬ ‫ُعْذ‬ ‫ي‬ : Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığınırım.
‫َكِّبٍر‬ ‫ُكِّل‬ ‫ِم‬ : Her kibirliden.
‫ْن‬
‫ُمَت‬
٢٧ ﴿ ‫اِ۟ب‬ ‫اْلِح‬ ‫ْوِم‬ ‫ِب‬ ‫ُيْؤِمُن‬ ‫اَل‬ ﴾ : Hesap gününe inanmayan... (27)
‫َي‬
‫َس‬
Mûsâ da, “Ben hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan
Allah’a sığınırım” dedi. (Mü’min Sûresi; 27)
10. ZUHRUF SÛRESİ (26 – 35)
‫۪ه‬ ‫ِا‬
‫ِا‬
‫يُم‬ ‫ْبٰر‬ ‫َقاَل‬ ‫ْذ‬ ‫َو‬ : Hani İbrahim şöyle demişti:
‫َوَقْوِم۪ٓه‬ ‫َاِل۪بيِه‬ : Babasına ve kavmine...
٢٦ ﴿ ‫ُدوَۙن‬ ‫َتْع‬ ‫ا‬ ‫ِمَّم‬ ‫ا‬ ‫َبَٓر‬ ‫ي‬ ‫ِاَّن۪ن‬ ﴾ : Şüphesiz ben sizin taptıklarınızdan uzağım. (26)
‫ُب‬
‫ٌء‬
Hani İbrahim babasına ve kavmine şöyle demişti: “Şüphesiz ben sizin taptıklarınızdan uzağım.”
(Zuhruf Sûresi; 26)
‫۪ني‬ ‫َفَط‬ ‫ي‬ ‫اَّل۪ذ‬ ‫ِااَّل‬ : Ben yalnız beni yaratana taparım.
‫َر‬
٢٧ ﴿ ‫يِن‬ ‫ْه۪د‬ ‫َس‬ ‫َفِاَّنُه‬ ﴾ : Çünkü O, beni doğru yola iletecektir. (27)
‫َي‬
Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir. (Zuhruf Sûresi; 27)
‫َجَعَلَها‬ : İbrahim bunu yaptı.
‫َو‬
‫َباِقَيًة‬ ‫َكِلَمًة‬ : Kalıcı bir söz.
‫ِقِب۪ه‬ ‫ي‬ ‫۪ف‬ : Ardından gelecekler arasında.
‫َع‬
٢٨ ﴿ ‫ُعوَن‬ ‫ِج‬ ‫َي‬ ‫َلَعَّلُهْم‬ ﴾ : Belki dönerler diye. (28)
‫ْر‬
İbrahim bunu, belki dönerler diye, ardından gelecekler arasında kalıcı bir söz yaptı. (Zuhruf Sûresi;
28)
‫َمَّتْعُت‬ ‫َبْل‬ : Doğrusu (dünya nimetlerinden) yararlandırırım.
‫ِء‬ ‫آَل‬
‫اَءُهْم‬ ‫َٓب‬ ‫َوٰا‬ ‫ُ۬ؤ‬ ‫ٰٓه‬ : Onları ve atalarını.
‫اْلَحُّق‬ ‫اَءُهُم‬ ‫َٓج‬ ‫َحّٰتى‬ : Kendilerine hak gelinceye kadar.
٢٩ ﴿ ‫ي‬ ‫ُم۪ب‬ ‫َوَرُسوٌل‬ ﴾ : Ve onu açıklayan bir peygamber. (29)
‫ٌن‬
Doğrusu onları ve atalarını kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar (dünya
nimetlerinden) yararlandırırım. (Zuhruf Sûresi; 29)
‫اْلَحُّق‬ ‫اَءُهُم‬ ‫َٓج‬ ‫ا‬ ‫َوَلَّم‬ : Fakat kendilerine Hak gelince...
‫َقاُلوا‬ : Dediler.
32‫ِس‬ ‫ٰهَذا‬ : Bu bir büyüdür.
‫ٌر‬ ‫ْح‬
Ek-1
Ek
٣٠ ﴿ ‫وَن‬ ‫َكاِف‬ ‫ِب۪ه‬ ‫ِاَّنا‬ ﴾ : Ve biz onu kesinlikle inkar ediyoruz.
‫َو‬
‫ُر‬
Fakat kendilerine Hak gelince, “Bu bir büyüdür, biz onu kesinlikle inkar ediyoruz” dediler. (Zuhruf
Sûresi; 30)
‫َقاُلوا‬ : Dediler.
‫َو‬
‫ُن‬ ‫اْلُقْرٰا‬ ‫ٰهَذا‬ ‫ُنِّزَل‬ ‫َلْواَل‬ : Bu Kur’an indirilseydi ya!
٣١ ﴿ ‫يٍم‬ ‫َع۪ظ‬ ‫ِن‬ ‫َيَت‬ ‫اْلَق‬ ‫ِمَن‬ ‫َرُجٍل‬ ‫َعٰلى‬ ﴾ : İki şehrin birinden bir büyük adama. (31)
‫ْي‬ ‫ْر‬
“Bu Kur’an iki şehrin birinden bir büyük adama indirilseydi ya!” dediler. (Zuhruf Sûresi; 31)
‫ِسُموَن‬ ‫َيْق‬ ‫َاُهْم‬ : Onlar mı bölüştürüyorlar?
‫َرِّبَۜك‬ ‫َمَت‬ ‫َرْح‬ : Rabbinin rahmetini.
‫َبْيَنُهْم‬ ‫ْمَنا‬ ‫َقَس‬ ‫ُن‬ ‫َنْح‬ : Aralarında biz paylaştırdık.
‫۪ع‬
‫َتُهْم‬ ‫يَش‬ ‫َم‬ : Onların geçimliklerini.
‫ا‬ ‫ْن‬ ‫الُّد‬ ‫وِة‬ ‫اْلَحٰي‬ ‫ِفي‬ : Dünya hayatında.
‫َي‬
‫ٍض‬
‫اٍت‬
‫َدَرَج‬ ‫َبْع‬ ‫َفْوَق‬ ‫ُهْم‬ ‫َبْعَض‬ ‫َوَرَفْعَنا‬ : (Çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık.
‫ا‬ ‫ِرًّي‬ ‫ُسْخ‬ ‫َبْعضًا‬ ‫ُهْم‬ ‫َبْعُض‬ ‫َّتِخَذ‬ ‫ِل‬ : Birbirlerine iş gördürmeleri için.
‫َي‬
‫َرِّبَك‬ ‫َمُت‬ ‫َوَرْح‬ : Rabbinin rahmeti...
٣٢ ﴿ ‫َيْجَمُعوَن‬ ‫ا‬ ‫ِمَّم‬ ‫َخ‬ ﴾ : Onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır. (32)
‫ْيٌر‬
Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz
paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün
kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır. (Zuhruf Sûresi;
32)
‫آَل‬
‫الَّناُس‬ ‫َيُكوَن‬ ‫َاْن‬ ‫َوَلْو‬ : Eğer bütün insanlar olacak olmasalardı...
‫ِح‬
‫َدًة‬ ‫َوا‬ ‫ًة‬ ‫ُاَّم‬ : (Kafirlere verdiğimiz nimetlere bakıp küfürde birleşen) bir tek ümmet.
‫َلَجَعْلَنا‬ : Yapardık.
‫ِن‬ ‫ٰم‬ ‫ْح‬ ‫ِبالَّر‬ ‫ُفُر‬ ‫َيْك‬ ‫ِلَمْن‬ : Rahmân’ı inkar edenlerin...
‫ٍة‬ ‫ِفَّض‬ ‫ِم‬ ‫ُقفًا‬ ‫وِتِه‬ ‫ِل‬ : Evlerine gümüşten tavanlar...
‫ْن‬
‫ُس‬ ‫ْم‬ ‫ُبُي‬
‫اِر‬
‫َج‬ ‫َوَمَع‬ : Ve merdivenler.
٣٣ ﴿ ‫وَۙن‬ ‫َه‬ ‫َيْظ‬ ‫َها‬ ‫َعَل‬ ﴾ : Üzerine çıkacakları. (33)
‫ْي‬
‫ُر‬
Eğer bütün insanlar (kafirlere verdiğimiz nimetlere bakıp küfürde birleşen) bir tek ümmet olacak
olmasalardı, Rahmân’ı inkar edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine çıkacakları
merdivenler yapardık. (Zuhruf Sûresi; 33)
33‫َاْبَوابًا‬ ‫َوِلُبُيوِتِهْم‬ : Evlerine (gümüşten) kapılar...
Ek-1
Ek
٣٤ ﴿ ‫َيَّتِكُ۫ؤَۙن‬ ‫َها‬ ‫َعَل‬ ‫رًا‬ ‫َوُس‬ ﴾ : Ve üzerine yaslanacakları koltuklar...
‫ْي‬
‫ُر‬
Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar yapardık. (Zuhruf Sûresi; 34)
‫فًۜا‬ ‫ُزْخ‬ : Ve altın süslemeler yapardık.
‫ُر‬ ‫َو‬
‫ِلَك‬ ‫ٰذ‬ ‫ُكُّل‬ ‫َوِاْن‬ : Bütün bunlar...
‫ۜا‬ ‫ْن‬ ‫الُّد‬ ‫وِة‬ ‫ٰي‬ ‫اْل‬ ‫اُع‬ ‫ا‬ ‫َلَّم‬ : Sadece dünya hayatının geçimliğidir.
‫َح‬
‫َمَت‬
‫َي‬
‫ِخ‬
‫َرُة‬ ‫َواٰاْل‬ : Âhiret ise...
‫ِع‬
‫َرِّبَك‬ ‫ْنَد‬ : Rabbinin katında.
٣٥ ﴿ ‫يَ۟ن‬ ‫ِلْلُمَّت۪ق‬ ﴾ : O’na karşı gelmekten sakınanlarındır. (34)
Ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında
âhiret ise, O’na karşı gelmekten sakınanlarındır. (Zuhruf Sûresi; 35)
Kaynak: (Kur’an Yolu Meali, Diyanet İşleri Başkanlığı Meali)
34HAFIZLIK YARIŞMASINDA SORULACAK HUCURAT SURESİ KELİMELER VE TERKİPLER
‫ُنوا‬ ‫ٰاَم‬ ‫يَن‬ ‫ٖذ‬ ‫اَّل‬ ‫ا‬ ‫ُّيَه‬ ‫َا‬ ‫ا‬ ‫َٓي‬ : Ey iman edenler
‫وا‬ ‫ُم‬ ‫ِّد‬ ‫ُتَق‬ ‫اَل‬ : Geçmeyin
‫وِلٖه‬ ‫َرُس‬ ‫َو‬ ‫اِهّٰلل‬ ‫ِي‬ ‫َد‬ ‫َي‬ ‫َن‬ ‫ْي‬ ‫َب‬ : Allah ve resulünün önüne
‫اَؕهّٰلل‬ ‫اَّتُقوا‬ ‫َو‬ : Allah’a itaatsizlikten sakının
‫يٌم‬ ‫َعٖل‬ ‫يٌع‬ ‫ٖم‬ ‫َس‬ ‫اَهّٰلل‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir
﴾Hucurat; 1﴿
‫ُنوا‬ ‫ٰاَم‬ ‫يَن‬ ‫ٖذ‬ ‫اَّل‬ ‫ا‬ ‫ُّيَه‬ ‫َا‬ ‫ا‬ ‫َٓي‬ : Ey iman edenler
‫ْم‬ ‫اَتُك‬ ‫َو‬ ‫ْص‬ ‫َا‬ ‫وا‬ ‫ُٓع‬ ‫َف‬ ‫َتْر‬ ‫اَل‬ : Seslerinizi yükseltmeyin
‫ِبِّي‬ ‫الَّن‬ ‫ِت‬ ‫ْو‬ ‫َص‬ ‫َق‬ ‫ْو‬ ‫َف‬ : Peygamberin sesinden daha fazla
‫ِل‬ ‫ْو‬ ‫اْلَق‬ ‫ِب‬ ‫ُه‬ ‫َل‬ ‫وا‬ ‫ُر‬ ‫َه‬ ‫َتْج‬ ‫اَل‬ ‫َو‬ : Ona bağırmayın
‫ٍض‬ ‫ْع‬ ‫ِلَب‬ ‫ْم‬ ‫ُك‬ ‫ِض‬ ‫َبْع‬ ‫ِر‬ ‫ْه‬ ‫َج‬ ‫َك‬ : Birbirinize bağırdığınız gibi
‫ْم‬ ‫اُلُك‬ ‫َم‬ ‫ْع‬ ‫َا‬ ‫َط‬ ‫َب‬ ‫َتْح‬ ‫ْن‬ ‫َا‬ : Amelleriniz boşa gider
‫وَن‬ ‫ُعُر‬ ‫َتْش‬ ‫اَل‬ ‫ُتْم‬ ‫ْن‬ ‫َا‬ ‫َو‬ : Sonra farkında olmadan
﴾Hucurat; 2﴿
‫ْم‬ ‫اَتُه‬ ‫َو‬ ‫ْص‬ ‫َا‬ ‫وَن‬ ‫َيُغُّض‬ ‫يَن‬ ‫ٖذ‬ ‫اَّل‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Seslerini alçaltanlar var ya
‫اِهّٰلل‬ ‫وِل‬ ‫َرُس‬ ‫َد‬ ‫ْن‬ ‫ِع‬ : Allah resulünün yanında
‫ِئَك‬ ‫۬وٰٓل‬ ‫ُا‬ : İşte onlar
‫اُهّٰلل‬ ‫َن‬ ‫اْمَتَح‬ ‫يَن‬ ‫ٖذ‬ ‫َاَّل‬ : Allah’ın sınadığı kimselerdir
‫ْم‬ ‫ُلوَبُه‬ ‫ُق‬ : Kalplerini
‫ؕى‬ ‫ٰو‬ ‫ِللَّتْق‬ : Takvâ hususunda
‫ٌة‬ ‫َر‬ ‫ِف‬ ‫ْغ‬ ‫َم‬ ‫ْم‬ ‫ُه‬ ‫َل‬ : Onlar için büyük bağışlanma
‫يٌم‬ ‫َعٖظ‬ ‫ٌر‬ ‫ْج‬ ‫َا‬ ‫َو‬ : Ve büyük bir ödül vardır
﴾Hucurat; 3﴿
‫َك‬ ‫اُدوَن‬ ‫ُيَن‬ ‫يَن‬ ‫ٖذ‬ ‫اَّل‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Sana seslenenler
‫اِت‬ ‫َر‬ ‫ُج‬ ‫ُح‬ ‫اْل‬ ‫اِء‬ ‫َٓر‬ ‫َو‬ ‫ْن‬ ‫ِم‬ : Odaların dışından
‫ِقُلوَن‬ ‫َيْع‬ ‫اَل‬ ‫ْم‬ ‫ُرُه‬ ‫َث‬ ‫َاْك‬ : Çoğu kuşkusuz düşünemiyorlar
﴾Hucurat; 4﴿
‫َبُروا‬ ‫َص‬ ‫ْم‬ ‫َّنُه‬ ‫َا‬ ‫ْو‬ ‫َل‬ ‫َو‬ : Sabredip bekleselerdi
‫ْم‬ ‫ِه‬ ‫ْي‬ ‫ِاَل‬ ‫ُرَج‬ ‫َتْخ‬ ‫ّٰتى‬ ‫َح‬ : Sen yanlarına çıkıncaya kadar
‫ْؕم‬ ‫ُه‬ ‫َل‬ ‫رًا‬ ‫ْي‬ ‫َخ‬ ‫اَن‬ ‫َلَك‬ : Elbette kendileri için daha iyi olacaktı
‫يٌم‬ ‫ٖح‬ ‫َر‬ ‫وٌر‬ ‫ُف‬ ‫َغ‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َو‬ : Yine de Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir
﴾Hucurat; 5﴿
‫وا‬ ‫ُٓن‬ ‫ٰاَم‬ ‫يَن‬ ‫ٖذ‬ ‫اَّل‬ ‫ا‬ ‫ُّيَه‬ ‫َا‬ ‫ا‬ ‫َٓي‬ : Ey iman edenler
‫ْم‬ ‫ُك‬ ‫اَء‬ ‫َٓج‬ ‫ْن‬ ‫ِا‬ : ... Size getirdiğinde
‫ٌق‬ ‫َفاِس‬ : Yoldan çıkmışın biri
‫ٍأ‬ ‫َب‬ ‫َن‬ ‫ِب‬ : Bir haber getirdiğinde
‫وا‬ ‫ُٓن‬ ‫َّي‬ ‫َب‬ ‫َت‬ ‫َف‬ : Doğruluğunu araştırın
‫مًا‬ ‫ْو‬ ‫َق‬ ‫يُبوا‬ ‫ُتٖص‬ ‫ْن‬ ‫َا‬ : Birilerine zarar verip de...
‫اَلٍة‬ ‫َه‬ ‫َج‬ ‫ِب‬ : Bilmeden
35
Ek-9
Ek-1
Ek‫وا‬ ‫ِبُح‬ ‫ُتْص‬ ‫َف‬ : Sonra olmamanız için
‫ُتْم‬ ‫ْل‬ ‫َع‬ ‫َف‬ ‫ا‬ ‫َم‬ ‫َعٰلى‬ : Yaptığınıza...
‫ٖميَن‬ ‫اِد‬ ‫َن‬ : Pişman
﴾Hucurat; 6﴿
Ek-1
Ek
‫ُٓموا‬ ‫َل‬ ‫اْع‬ ‫َو‬ : Bilin ki
‫اِؕهّٰلل‬ ‫وَل‬ ‫َرُس‬ ‫ْم‬ ‫ٖفيُك‬ ‫َّن‬ ‫َا‬ : Allah’ın elçisi aranızdadır
‫ْم‬ ‫يُعُك‬ ‫ٖط‬ ‫ُي‬ ‫ْو‬ ‫َل‬ : O sizin dediklerinizi yapsaydı
‫ِر‬ ‫اَاْلْم‬ ‫َن‬ ‫ِم‬ ‫يٍر‬ ‫ٖث‬ ‫َك‬ ‫ٖفي‬ : Birçok durumda
‫ُّتْم‬ ‫ِن‬ ‫َع‬ ‫َل‬ : İşiniz kötüye giderdi
‫اَهّٰلل‬ ‫َّن‬ ‫ِك‬ ‫َوٰل‬ : Fakat Allah
‫اَن‬ ‫يَم‬ ‫اٖاْل‬ ‫ُم‬ ‫ُك‬ ‫ْي‬ ‫ِاَل‬ ‫َّبَب‬ ‫َح‬ : Size imanı sevdirdi
‫ْم‬ ‫ُلوِبُك‬ ‫ُق‬ ‫ٖفي‬ ‫ـَنُه‬ ‫َوَزَّي‬ : Ve onu gönlünüze sindirdi
‫ُم‬ ‫ُك‬ ‫ْي‬ ‫ِاَل‬ ‫َه‬ ‫َّر‬ ‫َك‬ ‫َو‬ : Ve Size çirkin gösterdi
‫اَؕن‬ ‫َي‬ ‫ْص‬ ‫اْلِع‬ ‫َو‬ ‫وَق‬ ‫ُس‬ ‫ُف‬ ‫اْل‬ ‫َو‬ ‫َر‬ ‫ْف‬ ‫َاْلُك‬ : İnkârcılığı, yoldan çıkmayı ve emre aykırı davranmayı
‫ُدوَۙن‬ ‫اِش‬ ‫الَّر‬ ‫ُم‬ ‫ُه‬ ‫ِئَك‬ ‫۬وٰٓل‬ ‫ُا‬ : Doğru yolu bulmuş olanlar işte onlardır
﴾Hucurat; 7﴿
‫اِهّٰلل‬ ‫َن‬ ‫ِم‬ ‫ًال‬ ‫ْض‬ ‫َف‬ : Allah tarafından bahşedilmiş bir lutuf...
‫ًؕة‬ ‫َم‬ ‫ْع‬ ‫ِن‬ ‫َو‬ : Bir nimet olarak
‫يٌم‬ ‫ٖك‬ ‫َح‬ ‫يٌم‬ ‫َعٖل‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َو‬ : Allah her şeyi bilmekte, yerli yerince yapmaktadır
﴾Hucurat; 8﴿
‫اِن‬ ‫َت‬ ‫َف‬ ‫اِئ‬ ‫َٓط‬ ‫ْن‬ ‫ِا‬ ‫َو‬ : Eğer iki grup...
‫ٖنيَن‬ ‫ِم‬ ‫ْؤ‬ ‫ُم‬ ‫اْل‬ ‫َن‬ ‫ِم‬ : Müminlerden
‫ُلوا‬ ‫َت‬ ‫َت‬ ‫ْق‬ ‫ِا‬ : Birbiriyle kavgaya tutuşursa...
‫ۚا‬ ‫َم‬ ‫َنُه‬ ‫ْي‬ ‫َب‬ ‫وا‬ ‫ِلُح‬ ‫َاْص‬ ‫َف‬ : Hemen aralarını düzeltin
‫ْت‬ ‫َغ‬ ‫َب‬ ‫ِاْن‬ ‫َف‬ : Tecavüz etmiş olursa
‫ا‬ ‫َم‬ ‫ٰديُه‬ ‫ْح‬ ‫ِا‬ : İkisinden biri
‫ٰرى‬ ‫اُاْلْخ‬ ‫ى‬ ‫َل‬ ‫َع‬ : Diğerinin hakkına
‫اِتُلوا‬ ‫َفَق‬ : Savaşın
‫ٖغي‬ ‫َتْب‬ ‫ٖتي‬ ‫َاَّل‬ : Haksızlığa sapanlara karşı
‫يَء‬ ‫َتٖٓف‬ ‫ّٰتى‬ ‫َح‬ : Dönünceye kadar
‫اِۚهّٰلل‬ ‫ِر‬ ‫ْم‬ ‫َا‬ ‫ى‬ ‫ٰٓل‬ ‫ِا‬ : Allah’ın emrine
‫اَءْت‬ ‫َٓف‬ ‫ِاْن‬ ‫َف‬ : Dönerlerse
‫ا‬ ‫َم‬ ‫َنُه‬ ‫ْي‬ ‫َب‬ ‫وا‬ ‫ِلُح‬ ‫َاْص‬ ‫َف‬ : Aralarındaki anlaşmazlığı çözüme bağlayın
‫ْدِل‬ ‫َع‬ ‫اْل‬ ‫ِب‬ : Adaletle
‫وؕا‬ ‫ُط‬ ‫َاْقِس‬ ‫َو‬ : Ve herkese hakkını verin
‫يَن‬ ‫ٖط‬ ‫ْقِس‬ ‫ُم‬ ‫اْل‬ ‫ُّب‬ ‫ِح‬ ‫ُي‬ ‫اَهّٰلل‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Allah hakkı yerine getirenleri sever
﴾Hucurat; 9﴿
‫ُنوَن‬ ‫ِم‬ ‫ْؤ‬ ‫ُم‬ ‫اْل‬ ‫ا‬ ‫َم‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Müminler ancak...
‫ٌة‬ ‫َو‬ ‫ْخ‬ ‫ِا‬ : Kardeştirler
‫وا‬ ‫ِلُح‬ ‫َاْص‬ ‫َف‬ : Öyleyse düzeltin
‫ْم‬ ‫ُك‬ ‫ْي‬ ‫َو‬ ‫َخ‬ ‫َا‬ ‫َن‬ ‫ْي‬ ‫َب‬ : İki kardeşinizin arasını
‫اَهّٰلل‬ ‫اَّتُقوا‬ ‫َو‬ : Allah’a itaatsizlikten sakının
36‫وَࣖن‬ ‫ُم‬ ‫َح‬ ‫ُتْر‬ ‫ْم‬ ‫َّلُك‬ ‫َع‬ ‫َل‬ : Ki rahmetine mazhar olasınız
﴾Hucurat; 10﴿
Ek-1
Ek
‫ُنوا‬ ‫ٰاَم‬ ‫يَن‬ ‫ٖذ‬ ‫اَّل‬ ‫ا‬ ‫ُّيَه‬ ‫َا‬ ‫ا‬ ‫َٓي‬ : Ey iman edenler
‫ْر‬ ‫َخ‬ ‫ْس‬ ‫َي‬ ‫اَل‬ : Alay etmesin
‫ٍم‬ ‫ْو‬ ‫َق‬ ‫ْن‬ ‫ِم‬ ‫ٌم‬ ‫ْو‬ ‫َق‬ : Bir topluluk diğer bir toplulukla
‫ى‬ ‫ٰٓس‬ ‫َع‬ : Zira
‫وُنوا‬ ‫ُك‬ ‫َي‬ ‫ْن‬ ‫َا‬ : Onlar olabilirler
‫ْم‬ ‫ْنُه‬ ‫ِم‬ ‫رًا‬ ‫ْي‬ ‫َخ‬ : Kendilerinden daha iyi
‫اٍء‬ ‫َٓس‬ ‫ِن‬ ‫ْن‬ ‫ِم‬ ‫اٌء‬ ‫َٓس‬ ‫ِن‬ ‫اَل‬ ‫َو‬ : Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler
‫ى‬ ‫ٰٓس‬ ‫َع‬ : Çünkü
‫َّن‬ ‫ُك‬ ‫َي‬ ‫ْن‬ ‫َا‬ : (Alay edilenler) olabilirler
‫ُهَّۚن‬ ‫ْن‬ ‫ِم‬ ‫رًا‬ ‫ْي‬ ‫َخ‬ : (Alay edenlerden) daha iyi
‫ْم‬ ‫ُك‬ ‫َس‬ ‫ْنُف‬ ‫َا‬ ‫وا‬ ‫َتْلِمُٓز‬ ‫اَل‬ ‫َو‬ : Biriniz diğerinizi aşağılamayın
‫اِؕب‬ ‫اَاْلْلَق‬ ‫ِب‬ ‫وا‬ ‫ُز‬ ‫اَب‬ ‫َتَن‬ ‫اَل‬ ‫َو‬ : Birbirinize kötü lakap takmayın.
‫َس‬ ‫ْئ‬ ‫ِب‬ : Ne kötüdür!
‫وُق‬ ‫ُس‬ ‫ُف‬ ‫اْل‬ ‫ُم‬ ‫ْس‬ ‫ااِل‬ : Fâsıklıkla anılmak
‫اِۚن‬ ‫يَم‬ ‫اٖاْل‬ ‫َد‬ ‫َبْع‬ : İman ettikten sonra
‫ُتْب‬ ‫َي‬ ‫ْم‬ ‫َل‬ ‫ْن‬ ‫َوَم‬ : Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu
‫ِئَك‬ ‫َفُا۬وٰٓل‬ : İşte onlar
‫وَن‬ ‫اِلُم‬ ‫الَّظ‬ ‫ُم‬ ‫ُه‬ : Zalimler onlardır
﴾Hucurat; 11﴿
‫ُنوا‬ ‫ٰاَم‬ ‫يَن‬ ‫ٖذ‬ ‫اَّل‬ ‫ا‬ ‫ُّيَه‬ ‫َا‬ ‫ا‬ ‫َٓي‬ : Ey iman edenler
‫ُبوا‬ ‫ِن‬ ‫َت‬ ‫ْج‬ ‫ِا‬ : Sakının
‫ِّؗن‬ ‫الَّظ‬ ‫َن‬ ‫ِم‬ ‫ٖثيرًا‬ ‫َك‬ : Zannın çoğundan
‫ْثٌم‬ ‫ِا‬ ‫ِّن‬ ‫الَّظ‬ ‫َبْعَض‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Çünkü bazı zanlar günahtır
‫وا‬ ‫ُس‬ ‫َّس‬ ‫َتَج‬ ‫اَل‬ ‫َو‬ : Gizlilikleri araştırmayın
‫َتْب‬ ‫َيْغ‬ ‫اَل‬ ‫َو‬ : ...Gıybetini yapmayın
‫ضًؕا‬ ‫َبْع‬ ‫ْم‬ ‫ُك‬ ‫َبْعُض‬ : Birbirinizin
‫ْم‬ ‫ُدُك‬ ‫َح‬ ‫َا‬ ‫ُّب‬ ‫ِح‬ ‫ُي‬ ‫َا‬ : Herhangi biriniz hoşlanır mı?
‫َل‬ ‫ُك‬ ‫ْأ‬ ‫َي‬ ‫ْن‬ ‫َا‬ : Yemekten
‫تًا‬ ‫ْي‬ ‫َم‬ ‫يِه‬ ‫ٖخ‬ ‫َا‬ ‫َم‬ ‫ْح‬ ‫َل‬ : Ölmüş kardeşinin etini
‫وُؕه‬ ‫ُتُم‬ ‫ِرْه‬ ‫َك‬ ‫َف‬ : Tabii ki bundan tiksinir
‫اَؕهّٰلل‬ ‫اَّتُقوا‬ ‫َو‬ : Allah’a itaatsizlikten de sakının
‫يٌم‬ ‫ٖح‬ ‫َر‬ ‫اٌب‬ ‫َتـَّو‬ ‫اَهّٰلل‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur
﴾Hucurat;12﴿
‫اُس‬ ‫الَّن‬ ‫ا‬ ‫ُّيَه‬ ‫َا‬ ‫ا‬ ‫َٓي‬ : Ey insanlar
‫ْم‬ ‫اُك‬ ‫َن‬ ‫ْق‬ ‫َل‬ ‫َخ‬ ‫ا‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Şüphesiz sizi yarattık
‫ٰثى‬ ‫ْن‬ ‫ُا‬ ‫َو‬ ‫ٍر‬ ‫َك‬ ‫َذ‬ ‫ْن‬ ‫ِم‬ : Bir erkek ile bir dişiden
‫ْم‬ ‫اُك‬ ‫َن‬ ‫ْل‬ ‫َع‬ ‫َوَج‬ : Sizi ayırdık...
‫اِئَل‬ ‫ـَٓب‬ ‫َق‬ ‫َو‬ ‫ُعوبًا‬ ‫ُش‬ : Kavim ve kabilelere
‫وؕا‬ ‫ُف‬ ‫اَر‬ ‫ِلَتَع‬ : Tanışasınız diye
‫ْم‬ ‫ُك‬ ‫َم‬ ‫َر‬ ‫َاْك‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : En değerli olanınız
37‫اِهّٰلل‬ ‫َد‬ ‫ْن‬ ‫ِع‬ : Allah katında
Ek-1
Ek
‫يُكْؕم‬ ‫ٰق‬ ‫ْت‬ ‫َا‬ : O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır.
‫يٌر‬ ‫َخٖب‬ ‫يٌم‬ ‫َعٖل‬ ‫اَهّٰلل‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.
﴾Hucurat; 13﴿
‫اُب‬ ‫َر‬ ‫اَاْلْع‬ ‫اَلِت‬ ‫َق‬ : Bedevîler dediler...
‫ؕا‬ ‫َّن‬ ‫ٰاَم‬ : “İman ettik”
‫ُنوا‬ ‫ِم‬ ‫ُتْؤ‬ ‫ْم‬ ‫َل‬ ‫ُقْل‬ : De ki: İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.)
‫ا‬ ‫َن‬ ‫ْم‬ ‫َل‬ ‫ْس‬ ‫َا‬ ‫وا‬ ‫ُقوُٓل‬ ‫ْن‬ ‫ِك‬ ‫َوٰل‬ : “Fakat boyun eğdik” deyin
‫اُن‬ ‫يَم‬ ‫اٖاْل‬ ‫ُخِل‬ ‫ْد‬ ‫َي‬ ‫ا‬ ‫َّم‬ ‫َل‬ ‫َو‬ : Henüz iman girmedi
‫ُكْؕم‬ ‫ُلوِب‬ ‫ُق‬ ‫ٖفي‬ : Kalplerinize
‫ُه‬ ‫وَل‬ ‫َرُس‬ ‫َو‬ ‫اَهّٰلل‬ ‫يُعوا‬ ‫ُتٖط‬ ‫ْن‬ ‫ِا‬ ‫َو‬ : Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz
‫ْم‬ ‫ُك‬ ‫ِلْت‬ ‫َي‬ ‫اَل‬ : Boşa çıkarmaz
‫ٔـًؕا‬ ‫ْي‬ ‫َش‬ ‫ْم‬ ‫اِلُك‬ ‫َم‬ ‫ْع‬ ‫َا‬ ‫ْن‬ ‫ِم‬ : Yaptığınız hiçbir şeyi
‫يٌم‬ ‫ٖح‬ ‫َر‬ ‫وٌر‬ ‫ُف‬ ‫َغ‬ ‫اَهّٰلل‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir
﴾Hucurat; 14﴿
‫ُنوَن‬ ‫ِم‬ ‫ْؤ‬ ‫ُم‬ ‫اْل‬ ‫ا‬ ‫َم‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Müminler ancak
‫وِلٖه‬ ‫َرُس‬ ‫َو‬ ‫اِهّٰلل‬ ‫ِب‬ ‫ُنوا‬ ‫ٰاَم‬ ‫يَن‬ ‫ٖذ‬ ‫َاَّل‬ : Allah’a ve resulüne iman eden
‫وا‬ ‫َتاُب‬ ‫ْر‬ ‫َي‬ ‫ْم‬ ‫َل‬ ‫ُثَّم‬ : Sonra şüpheye düşmeyen
‫ُدوا‬ ‫اَه‬ ‫َوَج‬ : Cihad eden kimselerdir
‫ْم‬ ‫ِه‬ ‫ِس‬ ‫ْنُف‬ ‫َا‬ ‫َو‬ ‫ْم‬ ‫اِلِه‬ ‫ِبَاْمَو‬ : Malları ve canlarıyla
‫اِؕهّٰلل‬ ‫يِل‬ ‫َسٖب‬ ‫ٖفي‬ : Allah yolunda
‫وَن‬ ‫ُق‬ ‫اِد‬ ‫الَّص‬ ‫ُم‬ ‫ُه‬ ‫ِئَك‬ ‫۬وٰٓل‬ ‫ُا‬ : İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir
﴾Hucurat; 15﴿
‫ُقْل‬ :De ki
‫اَهّٰلل‬ ‫وَن‬ ‫ِّلُم‬ ‫ُتَع‬ ‫َا‬ : Allah’a öğretmeye mi kalkışıyorsunuz!
‫ْم‬ ‫يِنُك‬ ‫ٖد‬ ‫ِب‬ : Dininizi
‫ُم‬ ‫َل‬ ‫ْع‬ ‫َي‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َو‬ : Allah bildiği halde...
‫اِت‬ ‫َو‬ ‫ٰم‬ ‫الَّس‬ ‫ي‬ ‫ِف‬ ‫ا‬ ‫َم‬ : Göklerde olanları...
‫ِؕض‬ ‫اَاْلْر‬ ‫ي‬ ‫ِف‬ ‫ا‬ ‫َوَم‬ : Ve yerde olanları
‫يٌم‬ ‫َعٖل‬ ‫ٍء‬ ‫ْي‬ ‫َش‬ ‫ِّل‬ ‫ِبُك‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َو‬ : Allah her şeyi bilmektedir
﴾Hucurat; 16﴿
‫َك‬ ‫ْي‬ ‫َل‬ ‫َع‬ ‫ُمُّنوَن‬ ‫َي‬ : Sana bir iyilik yapmış gibi gösteriyorlar
‫وؕا‬ ‫ُم‬ ‫َل‬ ‫ْس‬ ‫َا‬ ‫ْن‬ ‫َا‬ : Boyun eğmelerini/Müslüman olmalarını
‫َّي‬ ‫َل‬ ‫َع‬ ‫َتُمُّنوا‬ ‫اَل‬ ‫ُقْل‬ : Onlara şöyle de: ...Bana yapılmış bir iyilik saymayın
‫ْۚم‬ ‫ُك‬ ‫َم‬ ‫اَل‬ ‫ْس‬ ‫ِا‬ : Boyun eğmenizi/Müslüman olmanızı
‫ْم‬ ‫ُك‬ ‫ْي‬ ‫َل‬ ‫َع‬ ‫ُمُّن‬ ‫َي‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َبِل‬ : Asıl Allah size lütufta bulunmaktadır
‫اِن‬ ‫يَم‬ ‫ِلٖاْل‬ ‫ْم‬ ‫ٰديُك‬ ‫َه‬ ‫ْن‬ ‫َا‬ : Sizi imana yöneltmekle
‫ٖقيَن‬ ‫اِد‬ ‫َص‬ ‫ُتْم‬ ‫ْن‬ ‫ُك‬ ‫ْن‬ ‫ِا‬ : Eğer samimi iseniz (bilmelisiniz ki)
﴾Hucurat; 17﴿
‫ُم‬ ‫َل‬ ‫ْع‬ ‫َي‬ ‫اَهّٰلل‬ ‫َّن‬ ‫ِا‬ : Allah bilir
‫ِؕض‬ ‫اَاْلْر‬ ‫َو‬ ‫اِت‬ ‫َو‬ ‫ٰم‬ ‫الَّس‬ ‫ْيَب‬ ‫َغ‬ : Göklerin ve yerin gizlisini (gaybını)
38‫ُلوَن‬ ‫َم‬ ‫َتْع‬ ‫ا‬ ‫َم‬ ‫ِب‬ ‫يٌر‬ ‫َبٖص‬ ‫اُهّٰلل‬ ‫َو‬ : Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir
﴾Hucurat; 18﴿
Ek-1
Ek
Kaynak: (Kur’an Yolu Meali, Diyanet İşleri Başkanlığı Meali)
39